sayrılı saatleri atmak isterdik seninle
gökyüzü kendi işinde gücündeyken üstelik
sırıtkan bir kanamayla gülmeye çalışırdım
ağlamayı unutmaya çalışırken bir akşam çayında
lacivert bir yolculuğa bırakırken gidişini
ışıklar henüz almadan gözlerimi...
güneşin boyu uzarken ilkyaz şımarıklığıyla
ömrüm göze alamazdı boşluğunu bir kenara atmayı
üstelik kuşlar her yeşili ilk yeşil sanır gibi neşeliyken
hıçkırırcasına bakardım anlamsızlığına kendinden kaçışının
bende unuttuğun kendine bakmaya korkak...
sular henüz çekilmeden kendi karanlıklarına...
canhıraş caddelerin derdine düşerken loş sokaklar
kirli pencereler gibi baktığını anımsayacağım yalnızlığıma
yalnızlığımdan korkacaksın
sevmekten yorulmayacağımı anlayamayacaksın
akşam dönüşleri kadar hüzünlü dudaklarımdaki o siyah mırıltıyı...
çirkin bir güzellikti kabullenemediğim
sanki tenha bir kalabalık
acılarımla örtüşmeyen bir yaz meyvesi kadar can sıkıcı
yorgun değilim işte ey yolların gözyaşlarıma uğraklığı
ey yoksul sotaların baş düşmanı çocukluğum
ey çocukluğumun baş düşmanı yoksulluk
ey baş düşmanımın en iyi dostu yalnızlık ötesi üşümek
avuçlarımda hala annemin şefkati kadar özlemlerime yakın
gökkuşağının diğer ucu
yakın bir ıraktı ulaşamadığım
rüyalar kurulmadan ömürlerimizin baş köşesine...
Kayıt Tarihi : 6.4.2011 01:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!