'Nerede bu kırlangıçlar,
yoksa daha gelmedilermi?
Kocakarı soğukları bitmedi,
Cemreler daha düşmedimi?
Ayak izleri, pıtır çamurları yok...
Nerede özlediğimiz cıvıltılı sesleri,
Korkutmayın... korkutmayın beni,
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Nerede o,vakarlı..asil hanımefendilerimiz..neredeee..kendilerini yalnızca golf pantolon giyebildiği,belki bilgisayar kullanabildiği için çağdaş zanneden orta yaş hanımları..okumayan,düşünmeyen,fikir sahibi olmayan kokoşlar..kocamaaan kadın yatsı namazı 12 rekat diyor,pesss...öyle kadınlar böyle yöneticiler yetiştirdiler..kadındır adamı adam eden..anadır..esefle kınıyorum bizi bu hallere düşüren kendini,vatanını bilmezleri...ninenize rahmet..size selamet diliyorum...nineniz ve anacığım gibi aydın TÜRK kadınları önünde saygıyla eğiliyorum...gidenlerimiz ışıklar içinde yatsın...gönlünüze..ömrünüze bereket,sayın şairim..sağlıcakla...
'Kırlangıçlar Artık Gelmez Oldu'
Bazen, acaba dünyaya bir doğa tutkunu olarak mı gelinir diye düşünüyorum?
Yoksa bu sonradan edinilen bir şey midir?
Belki de nedensiz bir hüzün taşımak, doğaya âşık birinin, şehrin ortasında, doğadan uzak yaşayarak,
kendinin en derin, en neşeli yanından uzak kalmasından kaynaklanıyor... Kim bilir?
Kendi küçük bahçemizde ya da bir saksı da
yakalamaya çalıştığımız o doğal ortamı bulmaksa imkânsız gibi.
Adı üstünde doğa, doğal ortamında var eder kendini,
yapaylaştırılmış bahçelerde değil.
Ama bir nebze de olsa kendi küçük dünyamın güneşinde bulmaya çalışırım bize tazelik katacak oksijeni.
Bu yüzdendir ki; beton yığınlarının arasından fışkıran otları gördüğümde
duyumsadığım yaşama sevinci hiçbir şeyle ölçülemez boyuttadır.
Ama var edemediğim ne çok şey var hayatımda...
Nisan ayında gelen kırlangıç kuşlarını var edemiyorum mesela...
Çocukluğumdan beri kuşların göçü beni çok heyecanlandırmış ve büyülemiştir.
Onların gelişleri hala beni çok etkiliyor, gidişleri ise...
Gidişi düşünmeyelim, şimdi geliş zamanları... Yani neşe zamanı...
Arı kuşu, söğüt bülbülü, ötleğen çoktan geldiler ama;
çığlık çığlığa bir müjde verir gibi insanın tüm neşesini yerine getiren
kırlangıç kuşları artık gelmez oldu...
Çatıların üzerine veya pencere duvarlarının kenarlarına yerleşen kırlangıç kuşları,
beslenebilecekleri böcekleri, yuva yapacakları saçakları artık bulamaz oldular.
Belki çoktan toprakta kullanılan suni maddeyi, böcek ilaçlarını,
gittikçe çirkinleşen şehirleri keşfettiler ve kendilerini koruma altına aldılar.
Bizi besleyen toprak anaya yaptığımız bu savurgan haksızlığa kızdılar belki...
Ve belki, belki…Her ne ise bunu düşünmek bile istemiyorum.
Peki bu kadar sorun, sıkıntı, mutsuzluk, çelişki varken, kırlangıçlar gelmezse ne olur?
Sevinci, umudu yeşertmek, dünyanın sorunlarının bir parçası olmaya teslim olmak değildir.
Çünkü;
Neşe, gerçeğe çok sıkı bağlı kalmakla elde edilemez...
Çünkü;
Neşe, güçlü bir biçimde düzen bozucudur.
Benim bahçeme, çatılarıma bir daha kırlangıç kuşları gelecek, yuvalarını yapacak mı bilmiyorum ama;
Siz şanslıymışsınız Kemal Beyefendi, hem de çok.
Sahi Kırlangıç Kuşları sizin çatınıza hala geliyorlar mı Nine’nizin o sessiz göçünden sonra?
Saygı ve dostluğumla kalın. Işıl Asoy.
ALLAH RAHMET EYLESİN.
SELAM VE DUA İLE.
Hüzne boğan bir hatıra, bir hatırayı unutturmayacak şiir... Tebrik eder, merhumeye rahmet dilerim. - UĞUR BENEK
Hep gelsin kırlangıçlar yaşamı güzel kılmaya. Ninenize Allah rahmet eylesin. Tebrikler. Sevgiler
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta