Nerede kaldım, nereye gittim.
Var mıydı, eski aşkları tercüme eden.
Hani kurumuş gözlerde parlayan yıldızlar.
Hani birer birer devrilen o anlamlı uykusuzluklar.
Sence de rüyalar ölür mü…
Ya da yaşayan sadece acı mıdır.
Dirilmek, o soğuk güneşin kıyısında.
İnsansız bir şiir kimliğine bürünen benim.
Bende başka benler dolanıyor.
Bende kimsesiz bir dünyanın izleri var.
Kendimi astım melankoli tabakalarına.
İnzivam başka düşlerin pençesinde.
Gözlerim dolunay bakışlarına bürünmüş.
Acaba son arzum seni aydınlatır mı…
O karanlığın içinden çıkabilir misin.
Bendeki ölümler seni baştan yaratır mı.
Gerçekten olabilir mi aşk…
Ne kadar düşlesem de seni,
Bir yanım hep eksik.
Kendini toprağın buzullarında hisseden.
Şeytanla oyun oynayan bir mezar sanki.
Sanki gümüş renkli nehirde büyüyen.
Gittikçe artıyor yastığın şiddeti.
Acıların basıncı altında bunalan ruhum.
Hangi pencereyi açsam içeriye dolu düşüyor.
Seni beklerken,
Başka bir kırlangıç ruhuma konuyor.
Seni anlatıyorum ona.
Seni ne kadar sevdiğimi söylüyorum.
İşte o anda o kırlangıç ölüyor.
Ve ben başka bir dünyadan konuşuyorum.
İşte o vakit,
Kendimi kendime gömüyorum.
Çünkü ben,
Kendimi ancak senden görebiliyordum.
Kayıt Tarihi : 5.5.2016 01:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!