birazdan mayıs gelecek ardından haziran, öğrendiklerimi unutmuyorum
sonra yakıp kavuracağını da yaz sıcaklarının, onun için şimdi direniyorum
…… ama dinle bak, duyuyor musun
dışarıda çember çeviren çocukların, kahkahaları doluyor odanın içine
beraber dinleyelim ister misin, koyayım hemen şimdi başımı dizlerine
kitapta yazılı ağır elleri yaşamın, çizmeden alnıma kuraklık resimlerini
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
birazdan mayıs gelecek ardından haziran, öğrendiklerimi unutmuyorum
sonra yakıp kavuracağını da yaz sıcaklarının, onun için şimdi direniyorum.....hangi yorum hakkını verir hocam bilmiyorum bu dizeler hatta tüm dizeleriniz her biri bir başka değer...saygılarımla
Şair doğa olayları ve insan yüreği arasında çok güzel bir analoji kurmuş..Kutluyorum saygıyla...
------korkma boşa gitmedi anlattıkların, varsa eğer gelecektir kırkikindiler
bu toprağın yeşiline de konacak, med-cezir kuşlarının kanat sesleri
çember çeviren çocuklar müjdecisidir yarının, sen karartma hayalleri
yaşamak böyle bekleyerek bile güzel, anlıyor musun
zaman korsanı çalsa da tüm saatleri, sen yağdır kırkikindileri
sen yağdır, ne olursun ….------- C.Ç.---
Bilirim o kırkikindi yağışlarını. Bolca bereket getirenleri de, felaket getirenleride olur.
1945 yılıının ilkbahar aylarıydı. 9 - 10 yaşlarındaydım. Anımsattığınız gibi ikindi vakti,
önceleri sağanaklar halinde başlamıştı yağmurlar. birden bardaklardan boşanırcasına yağmaya başladı.
Koyun kuzu sürüleri, büyükbaş nahır sürülerinin
köye dönüş saatleriydi. Köylüler, 'ha şimdi diner, şimdi diner' diye işi ağırdan almışlardı.
O yağış halinde iki gece ve gündüz yetmişti
her yeri suların basmasına.Ahırlar, evler, samanlıklar
yarı bellerine kadar suyla dolmuştu. Evlerinin ve canlarının derdine düşen köylüler, dağdaki hayvanlarını unutmuşlardı.
Kuzu sürülerinden hiç dönen olmamıştı. Ağaçlık
alanlarda olan koyun ve büyükbaşlardan çok az hayvan kurtulmuştu. Köy bütünüyle deniz ortasında kalmış gibidi. Büyükler derelerden akan sel gürültülerini duyduklarnı söylüyorlardı.
Facianın asıl büyüklüğü dört - beş gün sonra görüldü. Azgın kanyonlar haline gelmiş dereler, üst üste yığılmış hayvan ölüleriyle doluydu. Ağaç tepelerine bile takılmış pek çok hayvan ölüsü felaketin büyüklüğünü gösteriyordu.
Savaş yıkıntıları yetmemiş gibi, üstüne gelen bu
felaketin köyümüzde iki yıl kıtlık yaşattığının acılığı bu gün gibi hep gözlerimin önündedir.
Sevgili Çeştepe siz Kırkikindileri ço güzel ve oldukça da masum yazmışsınız. Belki güzel şiirinizde böyle yazmak gerekiyordu ama,Kırkikindi yağmurları sanıldığı kadar masum değildir. Şanslıyız ki kırk gün, kırk gece yağanına değilde, sadece iki gün, iki gece yağanına yakalnandık. O yağıç, 4 sürü çobanıyla, binlerce hayvanın telef olamasına, o yılın ekili alanlarının bataklık haline gelmesine sebep olmuştu.
Güzel ve anlamlı şiirinizi, yaşadığım bu acı hatıranın
hüznüyle birkaç defa daha okur, sizi sevgilerimle
anar ve kutlarım, Sevgili kardeşim.
Kemal Polat
bu saatler tam ortasıdır aşkların, biliyor musun
ne güzel sarar anason kokusu gibi, sarhoşluğu günbatımlarından öte
ya da şafak kızılı duygular olup, yarınları kucaklayıp serivermek önüne
nasılsa gelecek kimse yoktur, muska gibi taşırken gizlimizde gidenleri
en iyisi canımın içi, biz gene dizelerimizde yaratalım bize gelecekleri
olmazsa düşmez hiçbir bereket, anlıyor musun
bereketli yağmurlar gibi yağdırmış kaleminiz sn çeştepe kutluyorum mükememl bir yazı saygılar üstada yazan kaleme
Kırkikindidir her sevdâ yüreğinize,kırkikindidir her şiiriniz yüreğimize Cevat Bey,
Dilerim,Tanrı yüreklerimizi yağmursuz komasın...
Sevgi ve saygılarımla,
Ünal Beşkese
Kurak toprağa nasıl can verirse kırkindiler, gönle de sevgi bir o kadar can katar. Tebrikler. 10P.
Kaptanca dizelerdi.Tebrikler olsun.Saygı ile.
umut öyle tatlı bir düş ki binbir gece masallarında
renk misali
bir resmin henüz boyanmamış ve şekillenmemiş
kalem izleri gibi
beyninde entrümansız çalan melodisi meçhul iç
yakan keman sesi
avuçlarında dikensiz kokusu ruh haline özel
rengarek çiçek sanki
yok emsali bereketinin yağar durulmadan diledikçe
işte kırkikindi...
*kirazçiçeği*
Kutluyorum Kaptanım.
İyi ki varsınız ve böylesi lezzettli muhabbetle başlıyoruz sayenize haftaya.
Sevgi yüklü saygılarımla çiçeklerim yürek enginlerinize.
bir korkulu rüya sanki, sen de görüyor musun
yuvarlanıyorum attığım her adım sonrası, kan içinde kalıyor dizlerim
senden biliyorum, tanımadan yalnızlıkları neden boşta kaldı ellerim
yoksa bir kibrit çakılır ağaçların köküne, alev sarar ormanları çığ gibi
ezber karanlığında pusuların, kör kurşunlar doldurur silahların rahmini
eyvah işte buydu korkularım, anlıyor musun
külüm soğumadan yak ateşimi, bırakma sakın ellerimi
bırakma ne olursun ….
yine bir cevat çeştepe ye özgü bir anlatımlı güzel bir çalışma. kutlarım emek veren yüreği
sevgi ve saygılarımla.
Sevmek umut etmektir tüm güzellikleri .Umutlar ve sevdanız kırkikindileri gibi sürsün dilerim.Saygılarımla,Şükrü Topallar
Bu şiir ile ilgili 85 tane yorum bulunmakta