Kırk gün kırk gece toy düğün

Sevda öyle bir sevda ki ocak yıkıp taht deviren
aşık ta bir avcı sanki viran edip kalbe giren

nakış nakış gül yüzünde sevdasının yansıması
ne peri o ne bir melek ayın şavkı parlaması

nazlı nazenim bir dilber aşka düşüp harap olmuş
sanki çöllerin Leylası bir görünüp serap olmuş

saçları ipek şelâle has bahçede nergis lale
gülden ala bu çiçeğe hasetinden çatlar olmuş

gözleri gece karası sızlar dururmuş yarası
bir avcı kalbinden vurmuş gözlerine yaşlar dolmuş

yedi köyün güzeliymiş başında ağababası
çare bulamamış hekim günden güne solar olmuş

demişler dermanı derdin ceylanı vuran o avcı
haber salınmış köylere başına bir ödül konmuş

ne var ki ceylan yarası daha derinlere inmiş
gece rüyasında görmüş avcısına aşık olmuş

yola düşmüş o mehpare yüreğiyse pare pare
bir çeşme başında durmuş dinlenirken olan olmuş

bir atlı uçan atıyla kızı atmış terkisine
mola verince o yolda gece parlak bir ay doğmuş

kızının güçlü babası evladının hatrı için
vermiş kızı avcısına günlerce toy düğün olmuş

9/Ekim/2011/Pazar/Bodrum