Bir torbada kırk ceviz
Tanesi bir liradan
Bir kilosu kırk liradan
Kırkıda çetin bir ceviz
Kırk katır mı istersin
Kırk satır mı istersin
Rabbim cümle kullara
Doğru yolu göstersin
Hoca keyifle otururken
Ciğerci sarman kedisiyle
Aniden kükremiş hatunu
Hoca epey telaşlanmış
Un, bulgur,tuz,yağ tükendi
Kara kış kapıya yüklendi
Zerzevatı tez getiresin
Çoluk çocuk sıcak aş yesin
Hocamın keyfi kaçmış
Eve barka sığmamış
Kapıyı çarpıp çıkmış
Zembille aşağıya inmiş
Tayyi mekan eylemiş
Kayseri,Konya turlamış
Aramış köşe, bucağı
Karakaçanı bulamamış
Kavuğu cübbeyi çıkarmış
Tebdili kıyafet eylemiş
Bu hoca değil mi diyenlere
O adem bana benzer demiş
Hayli bir zaman yürümüş
Karda, kışta çok üşümüş
Binmiş bir demirat a
Baş köşeye kurulmuş
Un,bulgur,tuz,yağ diye
Birden uykuya dalmış
Gelince şehrin göbeğine
Hoca tekrardan uyanmış
Şöyle etraflıca dolanmış
Pek çok dosta uğramış
Hunat’ta huzura ermiş
İkindide Cami Kebirde
Kalede,kazancılardan
Çarşı pazarda sormuş
Karakaçan yüzünden
Cambazlarla dalaşmış
Ahbabı hocayı görünce
Hemen girmiş koluna
Götürmüş kapalı çarşıya
Zerzevatçı dükkanına
Hocam biraz dua eyle
Bu nasipsiz ademe
Müşterim dolup taşsın
Şu ticaret hanemde
Hoca açmış ellerini
Epeyce dua eylemiş
Duaya amin diyenler
Errızku Alallah demiş
Mübareğin çene düşmüş
Saymış bin bir derdini
Hocayada bağışlamış
Zerzevatçı dükkanını
Hocanın aklı karışmış
Ahbabın vırvırından
Alacağını unutmuş
Onca zerzevat arasından
Eli bir an uzanmış
Çuvaldaki cevize
Sadece ceviz demiş
Gönülsüz bir biçimde
Allah ne güzel yaratmış
Kehribar gibi mübarek
Bayram seyran olsaydı
Yapardık baklava börek
Ahbabı kantarı çekmiş
Doldurmuş bir torbaya
Fırsat vermemiş hocaya
Pahasınıda sormaya
Ahbabı hediye demiş
Kabul etmem parayla
Tamam hocam o zaman
Hediyesi sana kırk liraya
Parayı çıkarmış keseden
Öfkesini çıkarmış asadan
Hemen uzaklaşmış oradan
Arkasına bile bakmadan
İçten içe söylenmiş
Bir kilosu kırk liradan
Hatunla kırar yeriz
Akşamları sıradan
Ah Karakaçan olsaydı
Biner giderdim bağa
Yüklerdim cevizleri
Dağıtırdım akrabaya
Varır varmaz haneye
Hemen yönelmiş Kabe’ye
Üç,beş rekat,kaza derken
Epey ruku, secde eylemiş
Hoca son selamı vermiş
Hatunla göz göze gelmiş
Bir cevizlere bakmış
Birde dibi delik keseye
Bir düşünce sarmış hocayı
Bulamamış bir bahane
Çocuklar aç yatacak yine
Rabbim bunun hikmetine
Hatunda bir yaygara
Nerde bizim zerzevat
Dur kızma bre avrat
Keseyi çırptı Kavat
İşte demiş göstermiş
Yerde duran torbayı
Yiyeceksen bunu ye
Kes artık sızlanmayı
Hatunu kapmış torbayı
Çalmış hocanın başına
Çocukları kıs kıs gülmüş
Yerde yuvarlanan kavuğuna
Hatun almış feraceyi
Öfkeyle çıkmış kapıya
Göz yaşları arasında
Yönelmiş eski yapıya
Hoca saymaya durmuş
Bir torbada kırk ceviz
Kilosu kırk liradan
Kırkıda cetin bir ceviz
Yemeye kıyamamış
Otuz üçlük bağlamış
Kah oflamış puflamış
Kah kızmış,kah sevinmiş
Eline tesbih eylemiş
Kendiside İmamesi
Süphanallah dedikçe
İçten içe çok gülmüş
İyi ki kabak değil diye
Allah’a çok hamdetmiş
Mevlana gibi dönmüş
Allah Allah diye diye
Hoca hakkını helal etmiş
Cümle mümin kullara
Aman ha sizler düşmeyin
Benim düştüğüm durumlara
Dört dönmüş yatakta
Yarı uykulu gözlerle
La havle çekip uyumuş
Böyle kullarda var diye
Dostları çok üzülmüş
Hocamın bu haline
Kimse uğramaz olmuş
Zerzevatçının mahalline
Yavuz Şimşek Selimi 2
Kayıt Tarihi : 18.2.2023 14:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!