Hoş geldin....
Bu kırık dökük kalp kırıklarının arasına...
Bilmiyorsun değil mi?
Bu kalbin paramparça olduğunu....
Nice depremlerden sağ çıktı...
Yangınlardan kurtuldu...
Sel sularında boğulmadan çıkabildi...
Nice insanların gazabına ugradı..
Ama işte bu kalp birtek şeye yenildi...
Oda umudunun yokluğuna...
Onun yokluguyla hayata küstü...
Kendisiyle beraber oda yanlızlığa hapsetti beni...
Karanlık odalardan kilitsiz kapılara...
Bir gölgenin mahkumluğuna...
Acımasızlığın infazına.....
Korkularımın savunmasına.......
Mahkumluğumun yanlızlığına..
Kelepçeyi kollara değil.. kalbime taktı...
Tek tek.... kırılmış kalp parçacıklarına...
Tekrar birleştirmeme isteği ile...
Mum ışığının aydınlığındaki ışık damlacıklarına...
Vurdu kelepçeyi bu yanlızlık.........
Kurşunlara dayadı kırık kalpleri.....
Tek damla olan ışığımın sönmesinden korkarak...
Yüreğimdeki okyanuslarda boğulma korkusu ile...
Kırık dökük sandaldan umut bekleyerek....
Umutsuzluğun umudunda....
Sönmek üzere olan...söndü sönecek olan....
Umutsuzluğumun umudu...
Kırık sandalın yüreği sağlam arkadaşı...
İkimizi taşıyabilecek mi.?
Kırık sandalın........
Bu kendi umutsuzluğum içinde...
Gözyaşlarımla derinleştirdiğim..
Okyanusumun içinde....
Senide kendimle götürürsem...
Senide bu okyanusun dibine mahkum edersem...
Senide özgürce,umutla baktığın yarınlarına...
Umutsuzluğun sahibiyle boğulmana...
Bunu bile bile.......
Yinede kırık sandalınla gelir misin?
Kırık sandalınla...
ışığını yitirmiş mumun ışığı olmaya....
Kırık sandalınla gelir misin?
Kayıt Tarihi : 2.1.2010 23:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!