elbet her dizede çözülür zaman
kırılır saat diz çöker her sabah akşamına
oyuncak bebekler ağlar her oyunda pencere
buğusuna abla saçları örülmüş
sanki ağıt yakacakmış gibi anneler
topaç çevrilir kusulur içimizdeki çocukluk
çember bir son için çevriliyor içimde
misketiyle buluşmadan ölüyor yine bir çocuk
bay albert bay albert
uyanın artık derinliğinizden; ekmek küçüldü
çocukluk büyülü sözcüklerdir kemancılar için
teli kopmuş istanbul’dur bütün yalnızlıklar
döner matinesi taksim merdanesinin
yamanmış bir kumaş haritasıdır sevişmeler
ben bu ömrü zembereği kırılmış ölümle yaşadım
derim soyuldu soykırıma uğradı eğrelti otları
yüzümdeki kirleri çekiyorum ağdayla
kristal çiy damlası okşuyor başımı sarı bir ayrıntıda
saman kağıdında unutuluyor kanın yarası
çöl yamadan başka bir şey değil
çöl kumda düşeş atmanın serabı yalnızca
Kayıt Tarihi : 3.5.2020 19:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!