'Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış'
Soysuz bir muhteva gizler bakışın
Tanrıya küfreden o naif nazar
Aşkın boğazına ilmek takışın
Sevda mezarını diliyle kazar
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Rüsva et as beni darağacına
Kurt peşinden gider yaralı kuzu
Eğ kirpiklerini zül miracına
Yaralarıma bas kezzabı tuzu
Rüsva et as beni darağacına
Zaten ömrünü yemiş be arkadaşım! Edeceği kadar rüsva etmiş! Kendisini de gömmüştük. Hortlayıp mı gelsin şimdi? Onca olumsuzluğuna rağmen ona bağlılığını, RAM OLUŞunu sergiliyorsun şimdi de. Meydan okuyor, hakkını arıyordun, birdenbire döndün, yalvarmaya başladın.
Aslında bu kıtada KİNAYE ve MÜBALAĞA var ama neden olsun?
Dikkat et! Önce as beni darağacına! Astı. Öldün. Sonra kurdun peşinden git, yaralı kuzu! Kirpik eğsin, (gülümsesin, hava atsın)! Yaralarıma tuz bas, beni yakala da… Olmadı.
Bütün bunları yapsın! Zaten sen hak ettin, hâlâ arkasından melemekle, en son assın seni dar ya da geniş ağacına!
Şiirlerdeki mantıki sıralama hataları her şeyi mahvediyor.
Ah saçların esiyor esrik ve ılgın
Serçeler göçüyor şarktan güneye
Sustur şu sesleri, kanatlar yılgın
Kapat gözlerini yürek ver neye
Ah saçların esiyor esrik ve ılgın
Yere batsın onun saçları!.. Adamı gömmedik mi? Akreplar üşüşsün, yılanlar sarsın! Tarla fareleri yesin onu!.. :)
Davetsiz her ölüm cana üşüşür
Gözlerin şehrimi terk ettiğinde
İçteki son dirim huzmesi üşür
Cellâdın tanrınmış fark ettiğinde
Davetsiz her ölüm cana üşüşür
“Davetsiz her ölüm cana üşüşür”
Davetli ölüm cana üşüşmez mi? Teğet mi geçer? Bu dizedeki iddia kabul edilir gibi değil.
“Davetsiz BİR ölüm cana üşüşür; gözlerin, şehrimi terk ettiğinde” dendiği zaman, kabul edilebilir duruma gelecek. HER yerine BİR konmalı! Her yerine değil, sadece bu dizedeki HERin yerine.
İçteki son dirim huzmesi üşür
Hangi içteki? ‘İçimde son dirim huzmesi üşür’ daha açık ve daha sağlam değimli? ‘İçimde kalan son canlılığım da üşür, ölümün soğuk esintisinden…’ anlamında…
Tanrı için CELLÂT denmesini hiç de uygun bulmuyorum. Fakat yanlış da değil. Görünüşte canı Azrail, aslında ALLAH alır.
Beşinci dize yine aynı nedenle sakat…
Şimdi buza tapar boş kalan yatak
Haydi, onlara sun loş bedenini
Buradada LOŞ ile BOŞ yer değiştirmeli, aslında. Yatak loş kalabilir. Zaten yatakodaları genellikle güneş almayan arka odalardandır ve haliyle sessiz ve loş yerlerdir. Ortama uyar op zaman.
Beden loşolabilir mi? Olamaz. BOŞ olur. Ruh içinden çıkmış, boşalmıştır.
Selçuk Bey'in dikkâtinden kaçar mı hiç?
ALLAH razı olsun sizden, SelçukBey! İyiki varsınız! Siz, bize ALLAH'ın bir lütfusunuz! ALLAH korusun sizi! ALLAH'a emanet olun! :)
Rüya bir ölümdür gölgen kadar ak
Gürgenler altında çürüt tenini
Şimdi buza tapar boş kalan yatak
Haydi, onlara sun loş bedenini
Rüya bir ölümdür gölgen kadar ak
Rüya bir ölümdür. Yani aksi de geçerliyse... ÖLÜM, bir RÜYAdır. 'Rüya' demeyelim de uzunca bir uyuma diyelim... Derin bir uyku...
Burası anlaşılamamış! Bakınız ne demekistemiş:
'Gölgen kadar ak gürgenler altında çürüt tenini!'
Demekki onun gömülmesi muhtemel olan mezarlıktaki ağaçlar, alışılmışın dışında yani servi,andızfalan değil, gürgenmiş. Gürgenlerde beyazmış.
Dizenin tekrarı,şairemizi biraz sıkıntıya düşürmüş. Rüya, gölgen kadar ak bir ölümdür.' iddiasında bulunmakzorunda kalmış.Ben de onuberaat ettireyim bari ve diyeyim ki ölükefene sarılır ve son görüntüsü bembeyaz bir gölge gibi hayalde gezer durur, olmayacak zamanlarda olmayacak yerlerde insanın karşısında belirir ve hatta ürküntü, korku bile yaratır. :)
'Ölüm beyaz bulut, beni sarmada...' demiştim ben de bir şirimde.
Her ne kadar kadınları sevemezolduysam da kıskançlıkları ve kaprisleri yüzünden, akıllı ve kendisini bilen kadınları çok severim. O nedenle şairemizin safında durmalıyım.
Ellerini götür hüviyetimden
Yeter bu esaret bu adanmışlık
Bilmem ne istersin hürriyetimden
Niçin mem u zine bu aldanmışlık
Ellerini götür hüviyetimden!
Ellerini götür hüviyetimden
Şair; bazen erkek olur bazen kadın, bazen çocuk olur bazen yaşlı, bazen kocasına yazar, oysa hiç evlenmemiştir. Burada da soysuz bir adamla evli bir kadıncağızın feryadı var.
Demek ki bu soysuz sevgili, kadının kocası... Sevgili eşi diyemiyorum. Çünkü eşine kan kusturmauş! Şairemiz, o kadınn dilinden diyor ki:
'Hüviyetime el koydun! Zilyetlik iddia etmektesin! Elini kimliğimden çek! Boşa beni! Senden bıktım!.. Kölen miyim ben senin? Ömrümü sana adadım. Sadecesoyadını taşıyorsam, benim bir de kişiliğim var. Eşim, anneyim, ablayım, kardeşim, mesleğimin sıfatını da taşımaktayım. Bunları da hatırla! Kölen değilim! Sana, Mem - u Zin'de olduğu gibi gönüllü kandım ama yeter bu aldanış artık! Hayatımdan çık!..'
Mem ve Zîn: Milattan önceden beri söylenegelen bir kürt destanını... Mem ve ZÎN; iyiliği, doğruluğu, suçsuzluğu, zayıflığı ve çaresizliği sembolize eder. Bekir'den de aksine KÖTÜLÜĞÜ YANSITAN IŞIKLAR gelir.
Soysuz bir muhteva gizler bakışın
Tanrıya küfreden o naif nazar
Aşkın boğazına ilmek takışın
Sevda mezarını diliyle kazar
Soysuz bir muhteva gizler bakışın
Bu kıtada, 'Aşkın boğazına ilmek takışın...' muallakta kalmış. Hiç bir dayanağı yok. Sadece uyak yapmak için gelip, sıraya geçmiş.
'Soysuz bir muhteva gizler bakışın
Tanrıya küfreden o naif nazar' Burası anlamıher nekadar anlaşılamamışsa da anlamlı...
'Sevda mezarını diliyle kazar
Soysuz bir muhteva gizler bakışın' Burası da anlamlı...
Arada o zavallı dize bize melul melul bakıyor, bir bebek saflığıyla...
NAİFi, SAF olarak alabileceğimiz gibi ki burada pek desaf görünmüyor; DENEYİMSİZ olatak kabul edecek, kabul edilemeyen saygısızlığını affettiremeyeceğini belirterek geçeceğiz.
Soysuz bir muhteva gizler bakışın
Tanrıya küfreden o naif nazar
İşte tasavvuf şiiri olmayan bir şiirde de karşımıza TANRI çıktı. Bu tanrı, sıradan bir tanrı değil öyle uyduruk... ALLAH!..
Müslüman mahallesinde salyangoz satılacakdeğil ya... ALLAH ALLAH!.. 'ALLAH' dememe neden bu kadar deli oluyorlar, anlayamadım!..
ALLAH için bu dizelere iyi bakın! Şairemiz ne diyor, o saygısıza? 'SOYSUZ!..' diyor. Neden? İlk önce kutsal değerlere dil uzattığı için... 'ALLAH' a saygısızlık yapan soysuzdur da ondan!.. Yapmayın, ALLAH aşkına! Öyle soysuzlardan ALLAH'a sığınırım! Zaman zaman bana da musallat oluyorlar. :)))
ALLAH'tan ki ben o sozysuzlara uymuyorum! ALLAH'a havale ediyorum. ALLAH versin cezalarını!
CEZA demek, ille de illekötü karşılık demek de değildir. CEZAnın tam karşılığı, KARŞILIK demektir. Bu karşılık, iyi yani mükâfat da olabilir. Hay ALLAH!.. Konudan uzaklaşıyor muyum, ne?
ALLAH müstehakkını versin!..
Öyleküfürbazşlar vardır ki dilleri taoralara kadar uzar! ALLAH'ına saygısı olmayanın kuluna mı olacak? Ona da der,o yakışıklı laflarından. Sayar döker. Şairemiz, bu yılan dillinin çatal dilinin zehrinden bıkmış,ondan yakınıyor.
ALLAH sizi inandırsın, bir çatal dil de ta buraya, Antalya'ya kadar uzanıyor! Torosları bile yalayıp yuttu!
Bu tür küfür dolu dil, yuva bile yıkar. ALLAH muhafaza(etsin)!.. Her şekline katlanılabilir, duymazlıkytan gelinebilir de küfrübn, mukaddesata olunca, insanın kanına dokunur. Sevgili mevgili, koca moca görmez gözü! Gebersin ister!..
Şimdilik ALLAHaısmarladık! Hemen görüşmek üzere...
Her günah küfre bir kapı açar
Bu söz bana ait değil.Tevafuken haberlerden bu sabah gözüme ilişen bir haber başlığıydı.hayvan severler demiyorum,hiç olmazsa İnsan severler! ...iyi düşünsünler.Bu cümle üzerinde.İçki kumar,yalan,iftira vb.gibi günahların ne kazalara,facialara yol açtığını görsünler.Sonra sana ne benim içkimden vs.desinler.
Kimsenin kimseye kötülük düşündüğü yok.
Yersiz korkular.....
VELUR...? ne demek...? Yoksa VELUD mu demek istendi...?
Bu şiir ile ilgili 106 tane yorum bulunmakta