Kırık Çömlek
Sema Kedir* için…
Kuşluktu.
Rüzgar bozkırda
terli atlar gibi koşuyordu
Ve yemenisi rüzgarda bir kadın
bakır kırmızısı göğün altında
yürüyordu
Omzunda kilden bir çömlek
çömlekte su vardı
Kırık bir kapının ardı
sekiz saattir o bir çömlek suyun
yolunu gözlüyordu
Yürüyordu Sema
sarı toprağı
tozutarak ardında
Yalnızca su değil
üç çocuğun kalbini de taşıyordu
yorgun omuzlarında.
Orada
o sarı bozkırlarda
kalbi çalkalanarak ilerliyordu.
Bir ürperiyor, bir duruluyordu omzunda su.
Evine bir varıyor, bir varamıyordu.
Önce avuçlarından
su içiriyordu çocuklarına
Sonra toprağın koynuna
sıra sıra mezarlar kazıyordu…
Yürüyordu.
Düşleri rüzgarlarda
bir tül gibi savruluyordu.
Düşleri bir tül gibi savrulmuştu rüzgarlarda
Rüzgar terli atlar gibi koşmuştu bozkırlarda
Ve Sema
varmışken tam da evinin yakınında dikilen
o kara ağacın altına
çömlek birdenbire
omzundan kayıp düştü yere
./.
Kara dudakları titredi
Çatladı gözleri cam gibi
Ümitler kalbinden
alıp başını gitti
gitti,
yitti…
Gitti ötelerden getirdiği su
Gitti üç çocuğun üç günlük ömrü
Gitti kaşla göz arsında
Gitti…
Ağlamaklı gözlerle
öylece bakakaldı Sema
bir daha alamayacağı çömleğin
yere dağılan parçalarına
Ve çözüp kuşağını belinden
kara ağacın kara bir dalına
uzattı usulca
Gün batıyordu
Rüzgar toprağı
tırmalayarak esiyordu
Ve yemenisi rüzgarda bir kadın
kara bir ağacın dalında
asılı sallanıyordu.
bir o yana
bir bu yana
usulca…
Ağla Etiyopya, ağla…
Şerafettin TaşKayıt Tarihi : 15.7.2010 13:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!