İnsanın geçmişi bazen karanlık bir odadır. İçerisi sessizdir ama bir yandan da kulakları sağır eden bir yankı vardır: "Yapamazsın", "Değmezsin", "Sevilmezsin". Belki çocukluğunda tanıman gereken sevgi yerine, ellerin değil seslerin sertliğiyle büyüdün. Belki sevdiğin insanlar sana yalnızlıkla veda etti. Ve sen, hayatta kalmayı öğrenirken, kalbinin bazı yerlerini taşla örmek zorunda kaldın. Ama unutma, geçmişin seni tanımlar ama seni sen yapmaz. Travmalar doğruyu göstermez, sadece yaşanmışlıkları tekrar eder. Gördüğün yanlışları doğru sanmak, sadece hayatının kontrolünü başkalarına teslim etmek olur. Oysa senin elinde bir anahtar var: Bakış açını değiştirme gücü. Hayat herkes için inişli çıkışlıdır. Hiçbir yol düz değildir, her gülün dikeni vardır. Ama gülün kokusunu hissedebilmek için dikenini de göze almak gerekir. Yaşam sadece mutluluktan ibaret olsaydı, onun kıymetini bilemezdik. Acılar öğretir, büyütür, güçlendirir. Birinin seni sevmesi güzel bir histir. Ama biri seni gördü diye, senin kendini unutman, en büyük haksızlıktır. Hiç kimse seni senin kadar sevmek zorunda değil. Sen kendine sahip çıkmalısın. Değer görmek istiyorsan önce kendine değer vereceksin. Saygı bekliyorsan önce kendine saygı duyacaksın. İnsanlar seni kıskanabilir, küçümseyebilir. “Sen mi yapacaksın?” diyebilirler. Ama unutma, bu onların sınırlı bakış açısının yansımasıdır. Kendilerinde olmayanı gördüklerinde, onu kırmak isterler. Çünkü insan bilmediği şeyden korkar, ulaşamadığı şeyi küçümser. Ama sen vazgeçme. Çabaladıkça değişeceksin. Hayata hangi pencereden bakarsan, onu öyle göreceksin. Eğer camın kirliyse, dünya sana gri görünür. Ama o camı silersen, gökyüzü bile gülümser sana. Hayallerini kimseye anlatmak zorunda değilsin. Sakince büyüt onları içinde. Çünkü bazı insanlar ışığını söndürmek için değil, kendi karanlığını gizlemek için sana yaklaşır. Hayalini koru. Niyetin temizse, karşılığı da temiz olur. Evren, ne gönderirsen onu geri getirir. Ve en önemlisi: Kendine hep şu soruyu sor: “Ben ne istiyorum?” Çünkü bu sorunun cevabını sadece sen verirsin. Ve o cevap, seni sen yapan yoldur.
Kadar şaşkınım, bilemedim
Düz yolda yürümenin imlâsını
Kanayan dizlerime bakıp da
Ağlamayı öğrenemediğim gibi
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta