Gürültünün ortasındayım
Her sesle çınlamaktayım
Bir deli kavgaya tutuşmuşlar
Çevremi kana bulamışlar
Kulaklarımı tıkayamıyorum
İçimdeki yangını susturamıyorum
Bir umarsızlığa kapılmışlar
İnsan olduklarını unutmuşlar
..
Manzara içinde kaybolmuş
Düşüncelerin peşine düşmüş
Zamanımı hunharca eritiyorum
Uzaklardan gelen coşkulu sesler
Havadaki musikişinas hafif esintiler
Birbiriyle sohbete dalmış kuşlar
Yerdeki sürünen uçuşan böcekler
Kulaklarıma yaşamı fısıldarken
Gözlerim bir yere mıhlanıp kaldı
Kayalık; kayanın ortasında bir çiçek
..
Hiçbir şey, barış ortamının güvenine değişilmez
Karışıklık, dalgalı düşler, düşenceler, güldürmez
İnsan hırsı zincirlerini kopardı mı sonu gelmez
Bilgi sağa sola yalpalarken insana fayda vermez
Düşün, ortalığı gevezeler kaplamışsa, son nedir?
Kara bela insana geldi mi, kaçacak yer neresidir?
Bir kıvılcım hırsın ucunda patlarken, kim ateştir?
Suya sabuna dokunmayan düşler kurmak esarettir
..
Bir damla gözyaşı için içim sızlarken
Savaş çığırtkanları gözyaşlarını çoğaltmanın peşindeler
İnsan aklını insana hizmet için kullanacakken
Hırsının kanadına binmiş, çıkarlarının peşindeler
Başarabilseydim
Yürüdüğümüz yolları barışa yürütmek isterdim
Çünkü insan kin, nefret, hırs algılarıyla savaş istiyor
..