önce ince bir zıpkın saplandı zannettim ama değildi …
denize benzemiyordum ki mavi dalgalarım yoktu
bir çadır örtülmüştü üzerime, çok bulutlu
onun altında uyuyordum
düşlerimde hep müşteri yıldızı düşerdi üzerime
rüzgar keşişlemeden eserdi, bir garip üşürdüm.
sonra gözlerimden fırladı birden sanki iki ateş topu …
yangın değildim, ellerim daima soğuktur benim
bakın dikkatlice düşlerime düşen yıldıza
orada yazılıdır benim rengim
bütün pınarlardan ne kadar uzak olsa da susuzluğum
yüzümde en boyalı maske, maymunla maymun olurum
çöktüm birden dizlerimin üstüne, başım düştü önüme …
seller akıyordu gözlerimin içinden ağlayamıyordum
lambalar en küçük mumları dansa kaldırmışlardı
ben hiçbirini tanımıyordum
bildiğim bütün yabancılıklar gelip elimden almadan
sarılmıştım tutunduğum ipe, en kalın yerinden kopmadan
denizler, yangınlar ve seller gibi bir çığlık, içim boşaldı …
taşlar patlıyordu beynimin içinde, ben ölüyordum
bir balyoz sesi gibi dağılıyordu yarınlarım
işte ben o an seni düşünüyordum
oysa daha fotoğrafını bile görmemiş, hiç tanımamıştım
gözlerini görmeden sevmelere daha yeni başlamıştım.
………….
ben bir panayır yerinde yeni yetme ip cambazıydım.
bazen palyaço gelmez onun yerine yüzümü boyardım.
maymunum konardı omuz başıma, beraber takla atardık
varsa izleyen çocukların hatırına güler gibi yapardık.
ben yeni yetme bir ip cambazıydım panayır yerinde
boyumdan biraz daha yüksek bir telin yürürdüm üzerinde
arada düşer gibi yapardım, tek alkışımı o zaman alırdım
annem gelince aklıma hiç belli etmez içimden ağlardım.
bugün de şişman kadın gelmemiş onun yerine geç dediler
göbeğimin üstüne kocaman taşları ölüm gibi dizdiler
daha ilk balyoz indiğinde zıpkın yemiş gibi oldum
anladım ki gözümden fırlayan ateş topu değil ölüyordum.
yangın ve seller felaketimdi annem gibi ölümdü, iyi bilirdim
ama gözlerini görmediğim gibi denizi de hiç görmemiştim
gizlisinde izmariti bile ortak nefes olup çekemediğim hayatı
patlama olup elimden alıyordu belki hiç olmamış bir başkası.
ben bir panayır yerinde yeni yetme ip cambazıydım …
Cevat ÇeştepeKayıt Tarihi : 24.7.2007 08:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
eskiden mahalle aralarına kurulan panayır yerlerinde mutlaka bir şişman kadın olur ve göbeğinin üstüne konan kocaman kayalar balyozla kırılırdı. Birkaç gün sonrada bu kadın ortadan kaybolur ve öldüğüne dair söylenti kulaktan kulağa yayılırdı. Evet bir ölen vardı, ama kim?
tebriklerr...
Zaten bu dünyanın düzeni bu değil mi?
Yine harikaydınız, yine geçmişlerin acı dolu yıllarında yolculuk yaptırdınız...
Yürekten kutluyorum....
Saygılarımla...
Orhan ÇAPAN
TÜM YORUMLAR (35)