Kimsesiz hiç kimse yok,her kesin var kimsesi
Kimsesiz kaldım,yetiş ey kimsesizler kimsesi
La EDRİ
Yalnızlıkla,kimsesizlik kavramları karıştırılır çoğu kez insanlarca.Yalnızlık,Allah’a yalnızca ona
izafe edilir.Zira,yalnızlık teklik kavramıyla örtüşür.O mülkünde yalnızdır,yani yegane tasarruf
sahibidir.Kimsesizlik ise kullara izafe edilen bir kavramdır.Allah’tan başka,eş dostu,bir yakını
olmayan kimi kimsesi,sahibi olmayan kişi kimsesiz sayılır.
Şair La Edri,gerçek anlamda hiçbir kulun kimsesiz olmadığını,hiç dostu olmadığını
sanan gariplerin,günahkarların dahi kimsesiz olmadığını söylerken,Allahu Teala’nın bilhassa
kimsesizler kimsesi olduğunu,bu aleme ve içindeki her şeye yabancı olduğunu,Allah’tan başka
gerçek anlamda kimsesi olmadığını zevk edip yaşayarak anladığı andan itibaren bir anlamda
kimsesiz kaldığını,bu hali yaşarken etrafında gördüğü herkesin kimi kimsesi eşi,dostu olduğunu
görüp bu halden kurtulması için Rabbinden imdat istiyor.Burada Allah’tan başka mabut,mevcut
olmadığını bilen,ne kendisinde nede yaratılmış tüm kullarda her hangi bir varlık bulunmadığı
bilincine eren Hak aşığının eriştiği hal içerisinde olduğunu,bu durumda kulun Rabbinden
başka kimi,kimsesi olmadığını anlatıyor.Bu,hali yaşayan Beyazıd-ı Bestami Hz.leri şöyle demiştir:
“Benim ne yerim vardır ne göğüm,ne anam vardır ne de babam,ne eşim vardır nede Allah’tan başka
tek bir dostum”.Bu tasavvufi makamdır,kuldan” la mevcude İllallah” diye seslenerek birliğini ilan
eden Alemlerin Rabbi Yüce Allah’tır.Bu makamda Hak zahir,kul batındır.Bu makam,ayakların
kaydığı tehlikeli bir tevhit makamıdır.Bu yüzden,bu makamda Hak,hakikat yolcusunu fazla
tutmazlar.İnsanlar,Allah’ın insana ruhundan ruh üflediğine,onun yüce halifesi olma şerefini
bahşettiğine,ahsen-i takvim üzere yarattığına,yere göğe sığmayan hakiki varlığın mü’min kulunun
gönlüne sığacağına,kendisine nafilelerle yaklaşan bir kulu sevdi mi onun,gören gözü,tutan eli,konuşan
dili olup o kuldan tecelli edeceğine teorik olarak inanırlar,zira bu doneler ayet ve kutsi
hadislerle sabittir.Fakat,uygulamada böyle bir olayla karşılaştıklarında o kişiden tecelli edip
Enel Hak,Subhanım şanım ne kadar yüce,ya da Cübbemin altında Allah’tan gayri kimse yok”
şeklinde kulun dilinden seslenebileceğine akıl,sır erdiremezler.Hz.Musa ya ateşten seslenen yüce
Allah niçin bir kulunun dilinden “Benim ben senin Rabbin”,gibi kelimelerle seslenmesin. Allah,dilerse
bir karıncanın dilinden de,bir taştan,ağaçtan,çiçekten de seslenebilir.İslam teşbihle tenzih
arasındadır derler.Mutlak teşbih kulu küfre,mutlak tenzih ise kulu inkara sürükler.Allah korusun.
O,hem gaybda gizli bir Ahadiyet yönüyle alemlerden ganidir,ki o görünmez,tüm eksik sıfatlardan
tenzih ederiz,hem de zahirde saklı Vahidiyet yönüyle 18 bin alemde fiilini işleyen fail,mefsuf,
mevcud ondan başkası değildir,ki o görünür.Görünen her şey O sonsuzluk güneşinden bir şem’a,
bir lem’a dır.Aşağıda meal’en verilen ayet bu gerçeği doğrular mahiyettedir;
“Her nereye dönüp bakarsanız hakkın yüzü (özü) oradadır.”
Kayıt Tarihi : 20.12.2010 23:54:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nihat Gülle](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/12/20/kimsesiz-kaldim-yetis-ey-kimsesizler-kimsesi-la-edri.jpg)
SEVGİLERİMLE
TÜM YORUMLAR (1)