hiç kimse ölmesin,
yaralanmasın diye
vazgeçtim tahtımdan.
girmesin diye masum rüyalara
yenilgi, korku, öldürmeye dair fikir
payım olmasın diye,
kin'le, ah’la düzülen ağıtlarda
adım anılmasın diye lanetli beddualarda
caydım krallığımdan
ben bunu artık kimse ölmesin diye yaptım
erguvan renkli gecenin koynunda vurdum yere
gazoz kapağı nişanlarımı, madalyonlarımı
ve renkli kartondan apoletlerimi
mantar tabancamı, sapanımı,
azâd ettim bütün tahta atlarımı
sütre gerisinde bırakarak yürüdüm
korkunun, ve zulmün tüm lehçelerini
çocuklar korkuyu bilmeden büyüsün diye
açken, sefilken, vurulurken, ezilirken,
gülümseyen bir hayatı
müttefik yapsınlar diye kendilerine
gülmekten korkmasınlar,
utanmasınlar diye yaptım ağlamaktan
ardıma bakmadan yürüdüm
insanca yaşamayı zafer bilerek.
büyümeden daha,
daha marşlarla kirletmeden dudaklarımı
çiçekli baharlara teşne yüreğim
eylül hüznüne kurban boynumla
türküler söylemek için
gittim
“küçükten yâr seveni
loyluda yaar, leylide yaar
ley ley ley
cennete gönderseler”
Ahmet KırmızıKayıt Tarihi : 4.10.2008 14:13:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ahmet Kırmızı](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/10/04/kimse-olmesin-diye.jpg)
çöle ve masala
devleri küçülüyor zamanın
kimse ölmesin dost yürek!
taktir ve tebriklerimle selamlarımı bırakıyorum dost sayfana
TÜM YORUMLAR (4)