Kimin gücü yeter bu inkara

.
.
.
//ıslak odun parçalarından yapılmıştır dünya
yakmaya çabalayan yoksullar//

yaşamak düşlerle dökülmek
sallanabilmek salıncağında gözün
yaşamak
yalnızca yavan aydınlık değil ki elbet
gözü yaşlı çocuklara sağlam ağaçlar olmak
zamana
dağılmak
zamanı
dağıtmak

yorma topuğundaki karıncaları
yeterki dökülmesin
bulunur beyaza çalan saçların dermanı

uykuyla dokun
kundağındaki nefesin derin
durma soluklan
itiş kakış suskunluklar bile yakışır sana
hatta sarhoş ol yeniden
dilin acı
dilin yalnız
hangi esintiye nikahlı sözlerin
kime bu nazın

seni avutacak damar dolu
tut ellerinle yağmuru
bir bahar çiz durma hadi
nasılsa eylül de ölümlü adı

//kum saati boşaltmaya devam//
.
.
.