Başım yıldızlarla çarpışır
Ayaklarım dağların doruklarındadır
Evrensel yaşamın kıyılarında,
Derin vadilerinde gezinir parmak uçlarım
Derinlere, yaşamın asli özüne iskandil eder ellerim
Mukadderatın çakıl taşlarıyla oynarım.
Binlerce kez cehennemlere gidip döndüm
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Bu sayfalarda şiirlerini göremediklerimiz MANTIKSIZ MI?
Hayat felsefesi olmayan, OTLAR MI?
Okumanın hazzını yaşamak, eserlerde kendini bulmak felsefesizlik mi, mantıksızlık mı?
Okuyan ve kendi düşüncelerini, bildiklerini, anladıklarını ve tecrübelerini paylaşan dostlar var olsunlar, sağ olsunlar.
Sözü olmayanlar da okusunlar, teşekkür etsinler.
Bu da bir erdemliliktir...
Sevgi ve saygı rüzgarları esenliğiniz olsun.
WHO AM I?
MY head knocks against the stars.
My feet are on the hilltops.
My finger-tips are in the valleys and shores of
universal life.
Down in the sounding foam of primal things I
reach my hands and play with pebbles of
destiny.
I have been to hell and back many times.
I know all about heaven, for I have talked with God.
I dabble in the blood and guts of the terrible.
I know the passionate seizure of beauty
And the marvelous rebellion of man at all signs
reading 'Keep Off.'
My name is Truth and I am the most elusive captive
in the universe.
***
Yanlışlık yoksa şiirin aslı yukarda.
Değerli Osman Tuğlu, şiiri “bizleştirmiş”, layıkıyla bizim şiir anlayışımıza uygun hale getirmişler.
Gerçekten de olağanüstü güzel olmuş.
Şiirdeki yapı kendine has, serbest şiir tarzında.
Günü şiiri halindeki çeviri de aslına uygun yapılmış bir çeviri.
İyi mi, kötü mü diye bakmıyorum.
Osman Bey, şiirin özünden, anlatmak istediği düşünceden hareketle dörtlükle halinde, uygun uyak düzeni ile ve “Sıtkı Baba olmak ve sünnet ehli olmak” gibi benzetmelerle tamamen bizim ruhumuza, damak zevkimize uygun biçimde pişirip, Paşabahçe porseleni içinde en güzel ve leziz haliyle bize sunmuşlar.
Osman Bey’i bu tür uyarlamalarında hep çok başarılı bulmuşumdur.
Zevkle ve hayranlıkla okutur kendini.
Emeği geçenlere içtenlikle teşekkürler.
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
şiir kötülüğün reddine aşikardır....denildiği üzere dünyayı güzelleştirmeye çalışmayan insan insan değildir söylemine bakmaktadır şair....dağların doruklarından....şiirin sokaklarında ki duvarda tek bir şey yazar hep....gerçek doğrunun kölesidir söz.....kirpiklerinde ki çiğde....
Yıldızlara çarpar başım saçlarım
Dorukları dolaşır pabuçlarım
Vadileri yoklar parmak uçlarım
malesef telefon cekmez iken net
Geçmişe inerim derin mi derin
Çakıllarıyla oynarım kaderin
Cehenneme bir kez daha gönderin
giderim.. ne var.. canima minnet
Dipledik Rable Kevser şişesini
Gösterdi her yanı her köşesini
Gezdirdi bana bağı bahçesini
Komşu kapısıdır ruhuma Cennet
Kana batmışım, belaya belayım
Yasaklara isyana müptelayım
Hak yoldan dönersem namert olayım
Kanla imzalarim gecirsem cinnet
Dünyaya yüz bin kez geldim galiba
Bir Carl Sandburg oldum bir Sıtkı Baba
Sığmadı şu ruhum hiçbir kalıba
Adım hakikattir ehliyem sunnet..
seklinde.. uyaklara biraz daha riayet edilse idi.. mukemmeliyetin zirvesinde.. okuru.. nirvana doruklarina tasir.. ceviri olurmustu..
ama bu hali ile bile.. oldukca
guzel.. ceviri gibi ceviri olmus.. sayin Osman Tuglu beye tesekkur ederim.. bu guzel tercume icin.. hayirli geceler herkese..
Osman TUĞLU
Mesajı Sil
'kimim ben'
sok ustune sok/tur yasadigi
aydinliga çikardiginizda
gece kuslarinin
kuytudur bir diger isim ile barinagi
dér durur insanoglu insanligi severim insanligi
./insan diyen insan/ben..insanlik/Asigi
..
gel/de alninin ortasinda opme bilgelerin;
gurultusu degil bi basina'teyyarelerin'
havasini kirlettikleri de gerçek bir gerçektir
sevgisi ile insan insanliga ait tum degerlerin
./soyleyip soz-ozunu resm ettiklerinde bir bir..
Sen aslında burnunun ucunu göremiyecek kadar körsün.
Antenlerini aç da ,gözlerin ve aklın gerçekleri görsün.
belki de o kadar da yüreğe dokunan bir şiir olmamış... vermek istediği düşünce biraz karmaşık...
soyadimiz ipekci.. muldur.. kafka.. askenaz soyad olursa..
biz gibi siradan insanlar.. ustatlari sayesinde elinden tutulup..
suyun basini tutmus.. levis brother.. kardes lobisi.. sayesi.. bir anda.. dunyanin en kral.. yazari sairi filim aktristi.. piyanisti.. bilmem nesi olur cikariz..
otuz iki disimizi gostererek siritirken.. kurk mantolu zevce ile.. aksam gittigimiz lokantada resimleyip.. hafta donu gazetesinde..
gecede pekte uyumku cift gorunusu sergilediler deyip..
kemal ispir abuca gulahlarin cinnesin.. odul modul pansiyon mansiyon..
adam yillarini harciyor.. bu alfabe turklere ait.. turkce karsiligi su.. bu kurgan tipi mezar.. turke ait.. anadoluda besbin yil once var idiler.. gudul salihlerde ordu sinop cevresinde.. ayni yazitlar bizdede var diyor.. bilim adami kisvesindeki batili turkce bilmediginden alay ediyor..
batililar orientalizmi sarkciligi.. kucultucu.. itibar dusurucu gorur.. kanlarina dokunur.. ille kendi adamlari sair yazardir..
yok yigidi oldur hakkini yeme.. merhumda sair.. hem daniskasi.. hem sair duyarliligi var.. ama.. asagida verecegim.. hem.. uyak ses benzerligi degil..
ve gibi.. vuayyellerin.. ard arda tekrari daha allegorik.. siirimsilesmis.. ceviri ilede bariz fark gorunecek bence..
yoksa ceviri iki ucu pis degnek.. ya metne sadik kalip.. cirkin kadin..
ya alla pulla.. yuzu pudrali guzel..
ve fakat.. ikisi arasi.. elbisesine utu rotus.. originale yakin manzumda cikabilir bence.. her ne ise.. bu vesile ilede gani rahmet.. herkese sevgilerle..
KATİLLER
Şarkı söylüyorum sana
Ölü bir çocuğun konuşmasıyla bir erkek olarak yumuşak;
Kelepçeli bir adam olarak sert,
Yakalanmış kıpırdayamaz oradan :
Güneşin altında
Onaltı milyon insan,
Seçilmiş parlayan dişleri,
Keskin gözleri, güçlü bacakları,
Ve damarlarındaki genç sıcak kanın koşusu için.
Ve kızıl bir özsü koşar yeşil çayırda;
Ve bir kızıl özsu ıslatır kara toprağı
Ve katlediliyor onaltı milyon................ ve katlediliyor ve katlediliyor
Gece ya da gündüz unutamam onları asla :
Anılarıyla kafama vururlar;
Yüreğimde çığlıkları arkalarından ağlarım,
Yuvalarına ve kadınlarına, düşlerine ve oyunlarına.
Uyanırım bir gece ve siperlerin kokusu,
Ve duyarım sınırlarda uyuyanların yoğun uyanışını _
Onaltı milyon uyuyan ve gecedeki nöbetçiler :
Bazıları uzun uykucu şimdi,
Bazıları yarın dalacak o uzun uykuya,
Sabitlendi bir kancayla dünyamızın nabzı,
Yemek ve içmek, didinmek.............. öldürmenin uzun eyleminde.
Onaltı milyon insan.
karl sendburg..
Ufak doğra da derler baya abartmış gerçek gerçektir de ben kimim diyor sen muhtaç aciz fani birisin dersek yanılmayız
100 üzerinden 71 puan.
Bu şiir ile ilgili 20 tane yorum bulunmakta