Kim Bilir Neler Gördü O Gözler

Şu sevgililer ne kadar da mutlular
Erkek sıkıca tutmuş eşinin
Kemiği erimiş, derisi buruşmuş elini
Toplasan ikisinin yaşını
En az yüz altmış eder

Yüz altmış yılda güzellikler
Yüz altmış yılda çirkinlikler
Kim bilir neler gördü o gözler

Kim bilir neler gördü o gözler
Devrimleri, devrimcileri
Baş eğeni, baş keseni, taş keseni
Can alanı, can vereni
Parayı, parasızlığı, paralıyı, parasızı
Düşmüşü, kalkmışı, ineni, çıkanı
Zevküsefayı, hüznü cefayı
Arlıdan arsızı, arsızdan arlıyı
Doğuranı, büyüteni, edeni, bulanı
Kim bilir neler gördü o gözler

Kim bilir neler gördü o gözler
......................................
......................................
Kumarda nafakayı bırakanı
İftiradan asılanı, giden gençliği
Kara kışı, ekin yakan sıcağı
Yağmurda sele gidenleri
......................................
Ağaları, marabayı, beyleri, paşaları
Kim bilir neler gördü o gözler

Kim bilir neler gördü o gözler
Bazen güldüler, bazen ağladılar
Bazen de sustular sadece

Küçüktüler, el öptüler
Büyüdüler, el öptürdüler
Bir küçülebilseler eminim
Bir somun ekmeğe, bir kuru soğana
Kuş gibi ötecek, kız gibi sekecekler
Kim bilir neler gördü o gözler

Şimdi bu bayram gününde
Sevinçle nereye gidiyorlar

Şuraya; Eyüp Mezarlığına
Sordum; Nedendir neşeniz böyle

Meğer uzun yoldan gelmişler
Anne baba hasretiyle yanmışlar

Toprağının kokusuna
Okşamaya, öpmeye
Yıllarca hasret kalmışlar

Ölüm, beklenen misafir
Ölüm, hasretin bittiği an
İhtiyarların gözlerinde

Kim bilir neler gördü o gözler
Mümkün olsa diri diri toprağa girecekler