Kaç kurtar kendini! Kaç kurtar kendini! Kaç kurtar kendini!
Böyle der beynimin içi,
Sat kurtul kibritleri.
Nasıl?
Nerdeyim ki ben?
Bir köprü altında,
Kibritçi kızın masalında.
Görülmeyi bekler cılız ışığıyla,
Soğuk yatağıda.
Kırıntılarla toklaştıkça,
Kaybeder gözlerinin alevini.
Muhtaç kalır kendimin dediği küçük bir kibrit çöpüne.
Farkeder zihnini yıkıp geçen gerçeği böylece,
Son nefesinde.
Hayatın hediye kutularını küçük amaçlarına alet edersen.
Bir daha kutu gelmez.
Elindeki kibritleri satarsan,
Bil ki para kibrit etmez.
Büyük her zaman büyük olmaz.
Ne kadar artarsa evinin katları,
O kadar uzaklaşır topraktan ayakları.
Bu yüzden soğuktur hep yatağı.
Aşağısı, yukarısı
yoktur bir dengesi.
Ya betonsun ya toprak,
En iyisi sen ormanı yak.
Bir yanlışı yok,
Bir doğrusu yok,
Hayatın bir klavuzu yok.
Ben dediğin hepten muğlak
Koskoca hayatın armağanı üç kibrit kutusu.
Satmayanı yok,
Sonradan alınan kutuları,
Kendinin sanmayanı yok.
İster tepede ister çukurda,
Bu dünyanın bir erdemlisi yok.
Kendim dediği şeyin, ne olduğunu bilen yok.
Sen kibritçi kız!
İster köprü altında
İster betondan saraylarda yum gözünü,
Bu benim demeye hakkın
Adını kabullendiğin anda yok.
Kayıt Tarihi : 19.10.2023 20:38:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!