Zübde-i Alem Şiiri - Muhammet Bora Candan

Muhammet Bora Candan
81

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Zübde-i Alem

Bizim istediklerimizi bu dünyada kimse veremez.
İstediklerimizi bu dünya veremez.
Biz ötelere sevdalıyız,
Öteler bizi çağırır.
Düşündükçe saçlarım ağrır.
Bu dünya bir aldatmaca.
Bu dünyanın neşesinin neşe olmadığını anla.
Dünya adaletinin adalet olmadığını anla.
Bu dünya düzensiz,
Gerçek düzeni hisset ve anla.
İnanın zirveler zırva.
İnanın huzur kalıcı değil,
Bizler ötelere mühürlüyüz, hislerimiz kefil.
Dünyadaki her şey oyalanmadan ibaret.
Dalıp gitmelerim sevdadan, tefekkürüm ibadet…
İnsanlık suya yazı yazıyor sadece.
En büyük ışık kaynağı bile karanlığın içinde.
Ben gördüm, gerçek aydınlığın zerresini.
İnanın kaplardı tüm bir evreni.
Bu aydınlığa kavuşmamız gerek,
Kabil'in elindeki taşı almamız gerek,
Gözlerdeki yaşı almamız gerek.
Mevlâna sema ederdi, çıkardı mertebesine.
Marifet dönüşebilmektir İbrahim Bin Edhem’e.
Oysa biz bu dünyada misafiriz.
Ve aslında iyi ki de öyleyiz.
Sonsuzluk, Gazze’de ölen bir masumun gözlerinde.
Ruh bilir gerçeği de nefis indirir perde.
Çarparız zaman ve mekân adlı duvarlara.
Dünyaya adamışsan kendini,
Ne farkın var, ha sen ha yerdeki karınca.
Karınca da ölümden korkar ve kaçar senin gibi.
Senin yaşantın bir karıncadan neden daha önemli?
Oysa sır başka, hayatta olmak değil gerçek sır.
Dünyanın sesine kulağını kapat, öteler bizi çağırır.
Duyacaksın o sesi, hissedeceksin seslenişi.
Ve inan o kadar içini yakmayacak hiçbir acının izi.
Ne aşk acısı, ne acı bir ölüm, ne de zor bir veda.
Öteler sonsuz bir deryayken, tüm bunlar tek bir oda.
Kulak verin bana, ötelerle bir bağımız var.
Kalbini dikkatli dinle, bak oradalar.
Gözlerini ve kendini kapat dünyaya.
Hissedeceksin gerçekleri, duraksayacak rüya.
Neyin içindeyiz, nasıl var olduk ve biz neyiz.
Evren dev bir yazı tahtası, dünya küçük bir iz.
Peki, ne yazıyor tahtada, okuyabildin mi?
Tahtada yazılanı okumak varken,
Neden seyre daldın izi?

İnsanlık bu işte,
O kadar kör ki tırnak için feda etti sağlam bedeni.
Yerin altında aradılar,
Oysa maden gökyüzündeydi.
Bütün bir ilgimiz, alakamız ve özentimiz;
Zerrenin zerreye olan hayranlığıydı.
Ölüm bir kavuşma,
Mezarlarımız ise yuvamızın giriş kapılarıydı.
Allah insanları yarattı,
İnsanlar da kendine tanrılar yarattı.
Yorganı tekmelemek gibiydi inancımız,
Soğukta yorgan gördük duayı.
En güzelinin güzelliğini bir sivilce yok etmeye yetti bazen.
Ölünce bir kurtçuğun karnında olacaktı en yüce ten.
Unutmayalım ki,
Toprağın üstündeyiz ama topraktan üstün değiliz.
Yaşam dolu ölülerin meydana getirdiği
Ölüm dolu yaşamlardadır giz...
Toprak başındakini de alır,
Yanı başındakini de alır.
Topraktan geriye toprak kalır.
İnsan topraktan olduğu gibi toprak da insandan olur.
Yaşam bir oruç, ölüm iftar, doğum ise sahur...
O'nun size yakın oluşu,
Sizin O'na yakın olduğunuz anlamına gelmez.
Konusu O olmayan bir uğraş, her yönüyle protez...
Gelecek bilinerek yaşanmaz,
Geçmiş de bilinmeyerek yaşanmaz.
Yapraklar nasıl hayatta kalır,
Basarsa kökleri ayaz.
Kuyuda olan herkes derine inmiş değildir.
Allah istediğini istediği yapar,
Onun gücü her şeye muktedir.
Ölüm bir uyanış
Ve dünya adlı bu rüyayı unutacağız.
Tüm servetin takva, hikmetin inanç, nefsin hırsız...
Olağanüstü bir şeyler arıyor olabilmenden büyük olağanüstülüklere gerek var mı?
Alıştıklarımızla konuşuyoruz,
Konuşamasaydık olağanüstü bulurduk konuşmayı...
Herkes eşrefi mahlukat olsaydı,
Gökteki melekler gök edinirdi yeryüzünü.
Ayaklarımız olmasaydı,
Artardı rüzgarın üzerimizdeki hükmü.
Nasıl bir ihtişam içinde yaratıldığını gör,
O isterse ateş serinletmeye başlar.
Allah’ta insani özellikler yoktur
Ama her insanda Allah’tan bir iz var.
Her duygu bir derya,
Her insanın bir damla kanı ayrı bir evren…
Görmek için göz,
Görmemek içinse kör olmak yetmez bazen.
Adresi olmayan bir yer burası,
Sinekler ve fesleğenler birbiriyle kavgalıdır.
Allah size kasır verecek,
Kandırmasın çadır.
O'nun aşkını ve ışığını hisset.
Görebilen için her saniyede gizlidir bir ayet.
Diğerlerinizin geçmişte bıraktığı artıkları hayal etmeyin.
Bu dünya sınırlı,
En mutlusunun bile sonu hazin.
Bir diğerinin bırakıp gitmek istediği konumlara göz dikme.
Koşar koşar ulaşamazsın,
Dünya nimeti eder avare.
İnanmak kimi zaman bir kekeme,
Cümleyi kurana kadar başa sardığın olur.
Sen o cümleyi hele bir kur,
Melek getirir her bir damla yağmur.
Elimizde bir bilet hakkı var,
Olmasın kadere intizar.
Yüreğine Allah aşkı uğramayanın karanlığından,
Karanlık bile korkar.
Nur ile dolmak da var nar ile yanmak da,
Bil nefis denen muhannesi.
Allah için her şeyi feda edebil,
O ki fedakarlık duygunun sahibi.
Şeytana kulaklarını kapat,
Çek dünyadan el etek.
Bir damla suda boğulmayanlara
Mükafat olarak okyanuslar verilecek.
Allah yolu da yolcuyu da yaratmış,
Yolcu uyur da yol arar yolcuyu.
İnsan yaşarken ölümü, ölünce de yaşamı umursamaz;
Su nereden bilsin susuzluğu...

Mart / 2014

Muhammet Bora Candan
Kayıt Tarihi : 27.3.2020 12:16:00