KIBRISTA KANLI NOEL SONRASI “ Sn. DENKT ...

Naime Özeren
610

ŞİİR


228

TAKİPÇİ

KIBRISTA KANLI NOEL SONRASI “ Sn. DENKTAŞ’ ın anısına saygımla “

KIBRISTA KANLI NOEL SONRASI “ Sn. DENKTAŞ’ ın anısına saygımla “

Elazığ Kız İlköğretmen Okulu’ nda yatılı öğrenciydim. O yıl Okul Başkanı seçilmiştim. Heyecanlı, örgütleyici, yapıcı ve birleştirici bir yapım vardı. İçimizdeki vatan aşkı milliyetçilik duygularımızı daha da körüklüyordu. Öğretmen olacaktık. Vatansever çocuklar yetiştirecektik. Kıbrıs’ ta kanlı Noel. Rumların yaptıkları işkencelerin doruğa tırmandığı zamanların başlangıcıydı. Kıbrıs’ tan bir şehit cenazesi geldi.Pilot teğmen….Okullardan belli sayıda öğrenci istendi tören için. Öğrencilerin tümü beni seçin diye bağırıyordu. Kar dizboyuydu. Fırtına ve tipiden gözgözü görmüyordu. Cenaze marşı eşliğinde tören alayının arkasından askerlere ayak uydurmaya çalışarak ağır adımlarla yürüyorduk. Şehitlik şehrin dışında ve çok uzaktı. Okulun verdiği ayakkabılar çoktan kar suyunu çekmiş, ayaklarım buz gibi olmuştu. Galiba şehidimiz için akıttığım gözyaşlarıma biraz da soğuktan donan ayaklarımın acısı karışmıştı. Çünkü dönüş yolunda ayaklarımı hissedemez olmuştum. Okula döndüğümde uzun süre kendime gelemedim. Hastalandım mı? Anımsamıyorum…

Olaydan çok etkilenmiştik. Birinci ve ikinci sınıflardan gözüme kestirdiğim öğrencileri gündüzden organize ettim. 3/A ve 3/B den de seçtiğim arkadaşlarım hazırdı. O gece nöbetçi öğretmen uyuyunca usulca yatakhaneden çıkıp büyük boy beyaz kartona kocaman bir Kıbrıs haritası çizdik. Ortasına da ay yıldız. Sıra haritayı boyamaya gelmişti. Parmak uçlarımıza toplu iğne batırarak gücümüz yettiğince sıkıp damlayan kanlarla Kıbrıs haritamızı tamamladık. Gönül huzuru ile yattık. “ O zamanlar Hepatit B mikrobundan ve basın bildirisinden habersizdik.”

Aslında işin en zor yanı sabaha kalmıştı. Erkenden uyandık. Ayak uçlarımıza basarak yatakhanelerden çıktık. Gece bekçisini tabiri caizse kafaya aldım.Bak, Kamil amcacığım.Yaptığımız, Kıbrıs’ta kaybettiğimiz şehitlerimiz adına çok önemli bir görev. Atatürk anıtına çelenk koyacağız. Hadi bize kapıyı açıver “ dedim. Açamam, işimden olurum diye yanıtladı. “O halde sen anahtarı masada unut, tuvalete git ” senin de bir katkın olsun, nooolur? dedim. Önce kafasını iki yana salladı. Sonra biraz bastırınca kabul etti dünya tatlısı emektarımız. Önde bayrak, arkada flamamız ve kanlarımızla çizdiğimiz Kıbrıs haritamızdan yapılmış çelengimiz elimizde, ikişerli sıralar halinde sessizce okuldan çıktık. Atatürk anıtı hemen karşımızdaydı. Okula elli metre.İşe gidenler bize şaşkın gözlerle bakıyorlardı. Büyük bir gururla çelengimizi Atamızın heykelinin önüne koyduk. Tam o sırada arkadan bir ses. Eyvah! ...Müdür bey! ...dedi…Sn. müdürümüz Zihni Gümüştekin ‘ in gözlerinden ateş fışkırıyordu adeta. O an karşımda bir ejderha var sandım. Fakat hiç bozuntuya vermeden:
“ Sizleri Atatürk’ ümüz, silah arkadaşları ve Kıbrıs şehitlerimiz için saygı duruşuna davet ediyorum diyebildim. Dakika tuttum mu, veya bir dakika, iki dakika dedim mi? Onu, olayın görgü tanıkları, sevgili arkadaşlarım da anımsayamıyor gerçekten.Yoldan geçenlerin de hazırola geçtiğini görmek koltuklarımı kabarttı doğrusu. Hemen ardından İstiklal Marşına başladık. Okul müdürümüz de bizimle marşa eşlik etti. Ama gözleri” Marş bitsin, ben size yapacağımı bilirim “ der gibiydi…Marş bitti.Gözlerimle hadi dedim arkadaşlara sadece. Arkama bile bakmadan koşar adım okula girdim. Müdür beye kim haber uçurdu? Kendiliğinden mi uyandı hiç öğrenemedik.

Okula girer giremez hesaba çekildik elbet. Elebaşı olarak en başta ben…Galiba kalbimiz dışarı fırlayacaktı. Çünkü kalbim kulaklarımda atıyordu sanki.“ Bu yaptığınızın bir disiplin cezası gerektirdiğinden haberiniz var mı? diye söze başladı müdürümüz. Heyecanınıza, içinizdeki vatanseverlik ateşine bağışlıyorum bu hareketinizi. Sizlere sözlü ihtar veriyorum. Bir daha olmasın…dedi..Ucuz atlatmıştık. Mezuniyetten sonra okul müdürümüzle hiç karşılaşmadım.Bu güzel insanın sağlık haberlerini alıyorum. Kendisini saygıyla anıyor ellerinden hürmetle öpüyorum. Kamil amcamızı kaybettik. Onu da rahmet ve saygıyla anıyorum. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin dünya devletlerince tanınmaması içimde bir yaradır.Politik oyunlar,devletlerin çıkar ilişkileri ve daha pek çok faktör olayın zorluğunun kanıtıdır.Dost bildiklerimizin bile tanımadığı bir Kıbrıs…Kahroluyorum.
Dostluk ve barış içinde bir dünya için tüm uluslar elele diyorum.
Kıbrıs Şehitlerinin, Sn. Bülent Ecevit’ in ve Merhum Rauf Denktaş’ ın anısına saygımla…

Naime Özeren
Kayıt Tarihi : 15.1.2012 09:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Yaşanmıştı, artık hikaye oldu...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Zehra Atasoy
    Zehra Atasoy

    içim yanarak ve öfke ile gezdiğim Kıbrıstaki barbarlık müzesini, Cengiz Topel anıtı ve tutulduğu evi tekrar hatırladım yazınızı okur iken.
    o anki duygularımı ve halen hissettiğim öfkemi anlatacak ifade bulamıyorum.

    vefalı yüreğe selam olsun.

    Cevap Yaz
  • Işık German Ersoy
    Işık German Ersoy

    Öncelikle 08.Ağustos 1964 yılında Kıbrıs Magosa da paraşütle
    atladığı halde rum hastahanesinde öldüğü bildirilen
    Cumhuriyet tarihimizin ilk Hava Savaş Şehidimiz Pilot Yüzbaşı
    Cengiz Topel ve bağımsızlık adına Yavru vatan Kıbrısımızda
    canlarını seve seve feda eden asker sivil kadın erkek
    çocuk kandaşlarımızı saygıyla anıyorum...

    * Ruhları şad olsun...Toprakları çiçek çiçek açsın...*

    Cevap Yaz
  • Halenur Kor
    Halenur Kor

    Yürekte o ateş var oldukça,ben gelecekten
    korkmuyorum sevgili arkadaşım...
    İçim titreyerek okudum.
    Bu ateş hiç sönmesin.
    Allah, düşmana fırsat vermesin.
    Güzel, yürekli arkadaşım benim.
    Çok güzeldi.
    Sevgilerimle... Hâlenur Kor
    Tam puan.

    Cevap Yaz
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay

    Yakın tarihlerde 'öğretmen okulu' öğrencisi olmuşuz, Öğretmenim... Ben de aynı şekilde anımsıyorum, o hareketli günleri.. Basında çıkan 'katliam' haberlerini...
    Makarios başta olmak üzre, Grivas, Simpson gibi isimler vardı, 'rum çetelerinin' başında... Her yerde Türkler'e saldırılıyordu... Hele tuvalette öldürülen bir Türk Çocuğu, çok büyük infial yaratmıştı, bizde...
    Geçmişe dönmek gerek arada bir... Ne kadar unutkan olduğumuzu, o zaman anlayacağız... İşte o mücadele günlerinin 'iki büyük isminden' birisiydi, Sn. Rauf Denktaş ve Dr. Fazıl Küçük...
    Maalesef yoklar artık... Rauf Denktaş'ı da kaybettik... Allah gani gani rahmet eylesin, hem Kıbrıs Türk'ünn, hemde tüm Türk Dünyası'nın başı sağ olsun...
    Yazınız için, tebrik ve teşekkürlerimi sunuyorum, Değerli Öğretmenim...

    Cevap Yaz
  • Günay Aydın
    Günay Aydın

    Eski idealist ruh nerede diye düşündüm okurken.
    ölçütler artık çok farklı hocam........yazık ki.
    Kaleminize, ruhunuza sağlık.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (40)

Naime Özeren