Biz akşamları
Otobüs kuyruklarında
Saat altı yorgunlarıyız...
Ellerimizde o günün hâsılatı hiçlerimiz
Gözlerimizde hikâyelerimizle
Güneş çoktan battı
Denizin haberi yok
Üşüyünce anlayacak...
Sen gideli gecesi gündüzüne karıştı bu şehrin
Sesinin buğusunu, teninin kokusunu özledim
Çok özledim sandık gülüm, bahar karanfilim
Üç öğünüm, dört mevsimim
Yağmur damlalarına yazdım adını içime dökülen
Adının her harfi
Seni anlatmamı isteme benden
Anlatabiliyorsam
Her şey yaşanmış demektir...
Kızma bana
Her seferinde yüzüne
Sen
Küçücük bir denizsin
Ve ben
Okyanusları sende boğulmak için aştım...
Huzur beni çağırırken
Ölmek için uğraştım...
O gülün adını
Hiç kimse bilmiyor
Rengini, kokusunu...
Hangi gülistanın çiçeği olduğunu
Ve ne sebepten solduğunu...
Ömrüm bir yumak iplik olmuş
Üstelik
Yaramaz bir kediye oyuncak etmişler
Ata çeke çözmese
Razıyım sessiz sedasız çözülmeye
Kimsenin haberi olmasa bittiğimden
Bana
Ne zaman değiştin diyorsun
Şimdi!
Gözlerimden akacak yaşın
Manası değiştiyse bir anda
Yaşamanın tam zamanı...
Sokaklardayım
Mekânımdayım
Özgürüm!
Bir çocuğun yağmur gözlerinden
İnsanlığı seyretmekteyim
Yavaş yavaş...
Biz, yüzyıllık uykudan
Cılız bir sesin çağrısıyla uyananlar
O sabah, mahmur gözlerimizde
Hâlâ sitem vardı
Dudaklarımızda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!