Kimseye göre şekil almadım, eksilmedim.
Adımı kendim koydum bu kez,
Kendi kalemimle yazıldım yeniden,
Okunmam zor olabilir, ama bil:
Silinmem imkânsız.
Ne senin ellerini tutabiliyorum,
Ne de seni unutmadan yaşanıyor günler,
Bir yerde, başlamadan bitti aşkımız,
Ve ben,
O başlangıcı arıyorum hâlâ,
Ben çiçekleri hiç sevmezken,
Senden sıklamen bekledim,
Pembe begonyalar uzattığında,
"Çiçekleri bilmediğini öğrendim."
Susarak büyüttüğüm her cümle,
Boğazımda paslı bir zincir gibi durdu.
Konuşmadım, çünkü duvarlara çarpmaktan yoruldum.
Bir kalbin önünde eğilmekten değil,
Kendi yok sayılışıma alışmaktan korktum.
Sen sandın ki, kalmam, kabul etmekti.
Sesin, karın düşüşü gibi ince ince,
Beyazın içinde kaybolan bir melodi,
Ve ben, her tınısını,
Bir dokunuş gibi içimde hissediyorum.
Beyazların içinde, her adımda,
Zihnimin hızı, seninle yavaşlıyor.
Normalleştirilmiş tüm kalıplara isyankar
Hiçlikten hiçliğe uzun bir yolculukta.
Canı ne acı çekerse hangi şifa
Bulamazsa HU, Bulursa ne ala...
Bir dilde sevemem seni,
Her dilde anlatmalıyım.
Yer yer aslan gibi kükrerken,
Bakmalıyım sana.
Bazı zamanlar zikreden sinekler gibi,
Her kışa hazırlanırım,
Ama hep bir parça eksik kalır içimde.
Senin için hazırlanmaksa,
Bir mevsimlik düş,
Bir sonsuzluk çabası gibi.
Bir ömrü sessizce tüketmiş gibiyim,
Neye koştum, neyi bekledim, bilmiyorum.
Giden yıllar ardıma bakmadan geçti,
Ben hâlâ oradayım… olduğum yerde donuyorum.
Bir yudum cesaretle başlasaydım belki,
Geceye vardım, sensiz, kederli,
Güneş gitti, ay çıktı, hüzünli.
Uyku direniyor karanlığa,
Kabus gibi düştün fikrime.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!