/…, ama canımın içi.., hep öyle değil midir,
sonu mutlulukla biten masalları okumak,
sonunda kerevete çıkmak içindir./
ancak içimizdeki aydınlıktan taşan, kızıl ötesi ışınlar bize gösterir ki
aşılması en zor mevziler saklar arkalarında.., o inanılmaz müjdeleri…
… kıvılcımlı nal sesleriyle tozu dumana katan atlarımız…,
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Şiirinize konu olan o güzel neslin yetişmesi konusunda tarihte geçen alttaki olayı aklıma getirdi;
Allah, Israiloğullarını Firavun'dan kurtardı. Hz.Musa liderliğinde onları, Sina yarımadasına çıkardı ve burada onlara büyük bir nimet verdi.Onlara taştan on iki pınar çıkardı, bulutla gölgelendirdi, yiyecek olarak da onlara kudret helvası ve bıldırcın eti verdi.
Hz.Musa onlardan kutsal yer olan Filistin'e girmelerini istedi, orada yerleşen düşmanlarına karşı Allah’ın kendilerine zafer vereceğini ve görevlerinin Allah yolunda savaşmak olduğunu söyledi.
Fakat korkaklık gösteren o topluluk, cesaret ve yiğitlik yolunu bilmediklerinden Hz.Musa'nın emrini yerine getirmediler.Orada zorba bir milletin bulunduğunu, onlara karşı koyamıyacaklarını ve onlar oradan çıkmadıkça oraya girmeyeceklerini söylediler.
Hz.Musa, Yüce Allah’a yönelerek şöyle dedi: Allahım! Kendim ve kardeşimden başkasına, sözüm geçmiyor. Bizimle bu sapık milletin yolunu ayır.
Yüce Allah; o korkak nesli, cesaret ve cihad onurundan, zafer zevkinden ve kutsal yere girme erdeminden yoksun bırakarak cezalandırdı. Kırk yıl, Sina çölünde dolaşmalarını kararlaştırdı.
Bu da; o korkak, küstah ve ödlek neslin ölmesi, yerine çöl atmosferinde üstünlük, onur ve cesaret ruhuyla büyüyen, kafirlerle savaşan ve Allanın vereceği zaferi hak eden, yeni bir neslin yetişmesi için yeterli bir süreydi.
Bir neslin yetişmesi için, 40 yıl boyunca ilmik ilmik örülen bir ömür örgüsü gerektiği, hikayede çok etkileyici bir şekilde görülmektedir. Nesillerin yetişmesi için çok emek gerekiyor.
O katı, at gözlüğüyle bakan nesillerin gitmesi, elindekileri bırakıp yeni nesillerin önünü açması ancak ve ancak, terk-i dünya etmeleriyle olacaktır. Bunun nasıl olduğu, yukarıdaki hikayede net olarak ortaya konmuştur.
Çözüm ne peki... Çözümün birisi yukarıda anlatıldı, onun için insanoğlunun elinden gelebilecek bir şey yok...Ama elinden gelebilecek bir şey var ki o da şu dur;
Bir japon atasözü derki; “Sanatçıyım diyebilmek için, ustanı geçeceksin ve seni geçecek bir öğrenci yetiştireceksin.”
Böyle sanatçı veya usta kaldı mı? Halkımızın arasında böyle idealist insan kaldı mı bilmiyorum. Yetmiş milyon insanımızdan, böyle kaç kişi çıkar merak ediyorum!
Yazdıklarımız- yazılanlar; istek olmaktan, istemekten öteye gidemiyor. Sonuç alınması için de istemek yetmiyor.
Bu konuyu dile getiren, çok güzel dizeleriniz ve temennileriniz için sizi tebrik ederim...saygılarımla....
Aynı yumuşaklık aynı ritim aynı haz... Çeştepe'yi okurken dinleniyorum biraz...
HARİKAYDI
İyi ki hayal kurmak, dolayısıyla kendi masalını yaratmak gibi bir yetisi var insanın, sevgiyle beslenip aşk ile boyadığı ya da, acıyla beslenip gözyaşıyla suladığı… Kimi çölde denizler yaratır kimi deniz gibi sevgilerden hüzün… Olsun yine de güzeldir kendi masalını yazmak… Kutluyorum değerli kaleminizi Sayın Cevat Çeştepe saygı ile..
iyi biliriz., bir gün bütün sıcaklar birleşecek, yangın topuna dönecek
içimizde büyüyen kardan adamlar., işte o gün hep beraber eriyecek…
… özlenen o denizlere, deli nehirler olup kavuşmak için …,
kanatları zeytin dalı bir beyaz güvercin, birden kanatlanacak içimizden
ve ufuk çizgisinde rengarenk uçurtmalar.,
uçacak yüreğimizden….....................//
En son şiiri birkez daha okuduğumda,hiç farkında olmadan yüzümdeki mimiklerimin kıpraşmasından,yüzümde gayri ihtiyari benim için sıradan olmayan bir tebessümün belirdiğini ve o her zaman kafamda kendiliğinden oluşuan geleceğe dair karamsarlığımın,umutsuzluğumun üstünde nurlu bir ışık hüzmesinin, bu şiirin sihirli dizelerinden vurduğunu hissettim..ve odamın penceresinden,yeni yeni ısıyan güne daha bir ümitle baktım..bu şiir beni ikna etti.ve dedimki 'Neden olmasın'..Temennim oki;Bende bu anlamlı şiiri okumamdan sonra daha ümitkar şiirler yazabilirim..Çok teşekkürler Değerli Cevat Hocam bu son derece anlamlı,duygu yüklü,güzel şiiriniz için..Sizi ve güzel şiirinizi yürekten kutluyor,selam ve saygılarımı iletiyorum...
…, zaman dimağının günlüğüne böyle yazacağız
yazamayacaklarımız da olacaktır elbet
onları da sırlar dünyamızda saklayacağız./
Tüm şairlerin manifestosu olabilir bu dizeler. Yüreğinize sağlık. Kaleminiz daim olsun Cevat Usta...
Selam sevgi ve saygılarımla tebriklerimin kabulü ile şiriniz heybemde üstadım.
Pozitif enerji saçan çok güzel bir şiir..'Yıldızlar bize gelmezse eğer,biz onlara gideriz,insanlık bunu bekler'.
Kutluyorum,saygı ile.
Hem bilge hem çocuk yürekli kelimelerinizin buluştuğu şiirinizi okurken
umut ve özgürlük rüzgarları esti düş dünyama
Karanlığın aydınlığa kavuştuğu an duygusunu yaşatan ufkunuzu selamlıyorum
Düşlerde, umutlarla büyütülen; o günün gerçek olmasına verilen kavga; öte yanda gerçeğini yaşadığımız dünya/ülke… Ezberlerimizde sevginin daima çoğaldığı, sevginin kötüyü yok ettiği vardır ve bu büyütmektir hedef. Umar ve dileriz ki ezberimiz yanıltmaz. Saygıyla kutluyorum.
Bu şiir ile ilgili 74 tane yorum bulunmakta