nerede arap bacı’lı kare mabel çikletleri
şemsiye çikolatalar
jelatini defter arası çokomeller
okul kooperatifinin bayat simitleri
simit tepsisinin sonu susamlar
japon-kale mahalle maçlarının
saklambaçların, uzun eşeklerin,
yakartopların, istopların,
bakaralı topaç çevirmelerin,
36lığın, çukurun, çemberin,
çelik-çomağın susuzluğu
şişesi kadar ak sade gazozlar?
pamuk helvayı gördüm geçenlerde
iyiden iyiye çökmüş tonton
leblebi tozunu sordu
“nerede horoz ve elma şekeri kardeşler? ” dedi
“hey gidinin gürbüz çocuk rüyaları, kim bilir? ” dedim
gözünden bir damla hüzün süzüldü
“iki sene oluyor macun’u kaybettik” dedi
öpüştük, buğulu gözlerle ayrıldık sonsuza dek
ilkokulumun arz-ı endamından geçerken
ihtiyarın heybetli günleri geldi aklıma
neredeydi acaba tahta kalemkutuları
hani kapağının arkasında kerat cetveli olanlar?
hah, hah onlar işte…
ya dize, dirseğe yama deri kalpler
mekap marka lastik pabuçlar
ağızda pabuç kadar olan sigara çikletler
el örgüsü ponponlu atkı ve şapkalar
anneannemin göz nuru…
yürüdüm
mahalle çocuklarının “benim babam seninkini….”çığlıkları
olağan pc/amiga muhabbetlerine bırakmıştı yerini
aaah, ah…
neredeydi ayvaya, duta dalmalar
cam kırıp kaçmalar
futbolcu, araba kartları; adi kartondan
heidi, şeker kız candy, ayı yogi çıkartmaları
sulukların beslenme kaplarının üstünde
çocuk kalbi, polyanna, jules verne’in
binbir macera tufanı kitabı
domino, kestane (yedek üye mısır) patlağı
hulahup, kol yoran rugby topu
işıksız yoyolar, tel pervane, çıt çıt, lak lak
frizbiler, patlayınca küçülmeyen adi plastik toplar
pompalı fare ve kurbağa
tel direksiyonlu plastik arabalarım?
hem elektrik tellerinin defnini protesto eden
kağıt uçurtmalar şimdi nerede dolanıyorlardı tellere?
neyse
“annneeee! ” diye bağırmadan sızdım
bahçesiz apartmana sıkıntıyla
tabii ki postakutumda doğan kardeş yoktu
eve girip üstümü başımı attım sağa sola
- eskiden olduğu gibi -
televizyona uzandım
haberler vardı ama tuna huş, can akbel yoktu
onların yerine bin kanallı tüpte binbir renk
telefon bile bir kibar çalıyordu
“dürülü, dürülü, dürülü,…”
hoş “zırrrrrrrrrrn” deseydi de bakmayacaktım.
sehpadan artık çiklet olmayan
sigarama uzanıp yaktım bir buhran
çektiğim ilk nefesle kararan ciğerlerimi
çığlık çığlığa bağırttı birden yorgun beynim;
“çocukluğum nerde? ? ? ”
yitti, bitti…
kim erdi muradına ki,
ben çıkayım kerevetine?
AKS'96
Kaan SalliKayıt Tarihi : 30.1.2006 16:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!