yüzdeliğin büyük bir bölümü gibi.
adın gözümün önüne geldi
okuyamadım
sesin kulağımda yankılandı bir ara
kulaklarımı tıkadım
sesini unuttum bir ara
arayamadım
sen de mi az okunan kitapları seversin
kimsenin uğramadığı çay evlerini
herkesin yürümekten çekindiği o karanlık yolları
ve herkesin yüzünü ekşiterek içtiği o acı kahve tadını...
yılbaşı notunda sana ilanı aşk etmek aptallıktı biliyorum
içimde kabuk tutmuş bir yarasın
gözlerimle gördüm
kapkaranlık bir perde vardı gözünün önünde
hiçbir nüksediş bu kadar ağır ve acıtıcı olmamıştı
koynunda kimsesiz çocukları emziren bir anne gibiydin sen
ne ara ellerin kanlı bir katile dönüştün
veya hep öyle miydin?
bir son bu kadar yakışıksız
bir duygu bu kadar karşılıksız
olamazdı ve yüzüne bakarak
ağır küfürler savurmak istedim
suratına tükürüp, arkamı dönmek
ve bir daha yüzünü görmemek üzere
iyi değilim, kötüyüm diyorum
ne zaman öleceksin, der gibi yüzüme bakıyorlar
kayan yıldızların da bir anlamı kalmadı
yıllarca dilek tuttuk her yıldız kaydığında
ve hatta sahiplendik bazılarını
ama hiçbiri hiçbir zaman bizim olmadılar.
yaşamış mıydım yoksa ölmüş müydüm
ölü bir bedene bu ömür fazla değil mi
veya yaşayan birine bu çile çok değil mi
ardı ardına dizilen bütün hüsranlar
hayatımın içine etti, bu genç yaşımda
kederli bir pencereden bakar oldum hayata
olmaması gereken şeyler mi oldu bilmiyorum ama
sanki böyle olmaması gerekiyordu
bir romanın son birkaç sayfasını kaybetmenin
hüznü var içimde
ellerimle yaptığım her binayı yıkıyordum ellerimle
yalnızlığın en demli anlarında
yaş ilerledikçe, kabuslar azalıyor
çünkü bizzat yaşıyor insan kabusu
belki de çocukken kabus olarak gördüklerim
ileriki yaşamımın bir fragmanıydı
ve korkmakta haksız sayılmazmışım,
onu anlıyorum şu günlerde
yanlış zamanda yanlış yerde olduk hep
yanlış tenlerde yanlış umutların kurbanı
umulmamış her son bizim için bir hüsrandı
ve gözlerimizden akan yaşlar bizi hiçbir zaman akıllandırmadı
medet ummak baba mesleği bizde galiba
gösteriş budalası değilim, yanlış anlaşılmasın
alevler yükseliyor dört bir yandan
güzel memleketim kül olup gidiyor
ne dağı kaldı, ne taşı, ne toprağı
insanı desek, insanınını da öldürdüler
evet, ölü yüzler ülkesi oldu canım ülkem
ölmek bu kadar kolay olmamalıydı, değil mi?




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!