Gitmekle kalmak arası gibi bir şeydim
Bir yol kenarında,
Köşe başındaki lambanın ışığı gagalıyordu
Yağmurdan yaşlanmış kaldırımın
Serçe parmağını.
Birden bir martı belirdi başımda,
Merhaba dedi, merhaba
Benim adım Jonathan
Bırakıverirken
Kanadında biriktirdiği yalnızlığı
İçimdeki dipsiz boşluğa,
Sonra birden
Gözden kayboldu martı, Jonathan
Yükü epeyce hafiflemişti galiba.
Birkaç adım attım düşünmeden
Köşedeki gaganın fersizliğinde
El yordamıyla bulup çıkardım
Jonathan’ın emanetini
Tanrı’m ne güzeldi kerata
Evet, adı Kerata olmalıydı, yakışmıştı
Sonra Kerata’yı alıp eve geldim
Kış gibiydi sanki
Üşümesindi
Ay gibi, tabak yüzlü
Bir yalnızlıktı Kerata
Artık bana emanetti
Jonathan’ın yalnızlığı
Yalnızlığım olmuştu Kerata
Gökten zembille,
Aslında bir martının kanadından
Düşen bir çocuğum olmuştu…
Nereden esti geldi bilmem
Karanlık bir fikir geçişti gözümün önünden
Zamansız bir gidişin peşine takılırsam
Yahut
O gidiş kapıp beni götürürse
Ne olurdu Kerata’ya
Ah Jonathan
Alır mısın o zaman
Yeniden yavrunu kanadına…
Kayıt Tarihi : 21.10.2010 14:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Ne olurdu Kerata’ya
değişik bir şiir olmuş
bırak ne olursa olsun kerataya :))
Kutlarım.
TÜM YORUMLAR (1)