Kepenek Altında Yatan Er-memleketime dai ...

Adnan Durmaz
490

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Kepenek Altında Yatan Er-memleketime dairdir

KEPENEK ALTINDA YATAN ER

Heeey heey...Emmiller,dayılar,böleler,dayazalar,bibiler,
Bizden olanlar..aynı türkülerden süt emenler..bizim gibiler
Ben geldim
Kepenek altındaki erim,söz ve gönül meydanında..
Senim
Sana geldim
Merhaba
...............

Emirdağı kürtük kürtük kar olmuş
Topraktan fırlamış bir dev
Başı bulutlara karışır gider
Dağ bulut kesilir
Bulutlar sevda
Karlı dağ buluta alışır gider

Kol verir bir ucu Sultandağı’na
Arkalarda Paşadağı umarsız
Katar katar olmuş kara vagonlar
Afyon’a doğru gülüşür gider

Yamızını adaçala vermiş Emirdağ
Gül kurumuş - talan olmuş karanfil
Karasevdaları dermiş Emirdağ

Boyu güzel
Huyu güzel
Yüreği kebap olanın
Beli pusatsız
Harmanı hasatsız olanın
Malsız maşatsız olanın
Bir hazin avaz düşer payına
Dilinde taşır da yanık kalbini
Sermayesi türkü olur dert olur
Çığırır dağa taşa arz- hal eder

Derdi bilinmedik
Adresi yitik
Kepenek altında uyuyan er
Pervasız
taşı sıksa suyu akar

Melul mahzun düşmüş Emirdağları
Gece kara –sevda gibi
Garip ahvaline bakar

Gönlünü bozkırlara sermiş Emirdağ
Sürgün gelmiş nice dağlar ardından
Sapanla acıyı sürmüş Emirdağ

Kaç koygun ağıt akmış sellercesine
“kurbanlar oluyum yaralarına
melhamlar çalıyım aralarına”

küçük ilçe küçük ilçe
bir yanı yamalı bir yanı yırtık
bir kapısı açık öteki örtük
sevdası çiğnenmiş sıtara gülü

sevdanın bedeli türküler değil gayri
kaç yavuklu yad koynuna itilmiş
“benim sevmelere kıyamadığım
elin piciyinen soyunmuş yatmış”
kader bizi kovgun etmiş savurmuş
bütün kavgalarında binyılların
adımız sanımız şanımız kalmış

ne aman hülyalı yermiş Emirdağ
talan olmuş yeşil yeşil sakalı
bozkırda bir garip ermiş Emirdağ

Heeey heey..ben geldim..Anlayan dilsiz, sözsüz de anlar.Anlamayan dönüp kalbine baksın..Türkü koyaklarından,ağıt oymaklarından geldim..Binyıllardan sökün eden bir çığlığın ucuyum..Ay altında dillenen sevdaların çeciyim..Başka bir dilim yok..Tezli,Çatallı,Sunermezli,Karacalarlı,Tabaklarlı,Genlikli,Averenli ve cümle toprağımızdan gelip geçmiş ağıt deryası analarımıza; sevdasını türkülerde dağlara taşlara çığırmış dedelerimize; kağnının böğründe yayladan inenlerimize; değirmenin elceğinde yar ile el buluşturanlarımıza karşı mahcup olamam.Başka dilim yok benim..başka söz bilmem “kara sevdalara bağlıyım” Emirdağlıyım...
Heeey heey.. Emirdağ pazarından aldığı ekmek arası köfteyi,sınırsız bir iştahla,yer göçüğü avurdunu şişirte şişirte yiyen,lastik ayakkabısına ayakları sığmayan,kaba saba adamın gönlündeki inceliği bilir misiniz..Duydu da bana söyledi,Suvermezli Berber Faruk, “Sevi dedikleri bir yeşil ipek// O da nazlı yarin konunda imiş” diyen,Nazım’ın dediği gibi “Topraktan öğrenip/kitapsız bilen” kişi dedi o sözü..Sevda,yeşildi; çünki buralarda yeşil azdı..Biz yeşili arayı arayı bulurduk..Yeşil yaşamın rengiydi.Yeşil,çimendi,bahardı,güzellikti..
Sevda,ipekti.; çünki ipek en yumuşak olandı..onu ipek böcekleri işlerdi.Öylesine incelik isterdi..O kadar basit olamazdı sevgilerin kumaşı..İnsan eliyle üretilmeyecek kadar olağanüstü..Sevda,yarin koynundaydı; çünki yar varsa,gönül düşmüşse,doğanın yasasıydı,işin cinsel bir yanı da vardı..Sevdayı bu denli bilgece dizelere döküyordu,işte o kocaman elli,avurdu göçük,şapkasını hafif yan yatırmış adam..Ya “Aman edem,ben nasıl insana kötü derim”deyip,yumruk yaptığı ince bilekli elinin işaret parmağını ileri uzatan Çatallılı kadın,başıyla diğer yumuk parmaklarını göstererek “bak bi parmağım seni gösterirken,üç tanesi benim kendimi gösteriyor.Ben nasıl kötü derim insana..” derken hangi çağdaş felsefeciyi okumuştu ki.İşte bu nedenle..kuru cümlelerle Emirdağ’dan söz edemiyorum..Mevlana’yı ziyarete giden Yunus buralardan geçmedi mi..bozkırlara kırılmış tesbih taneleri gibi dökülmedi mi gözyaşları..oralarda birer ağaç büyümedi mi.Bu dil,bu söz,bu öz senden beslenir,senden seslenir.Ey Emirdağ,sevdalar sebili bozkır.

Heeey heey...Emmiller,dayılar,böleler,dayazalar,bibiler,
Bizden olanlar..aynı türkülerden süt emenler..bizim gibiler
Ben geldim
Kepenek altındaki erim,söz ve gönül meydanında..
Senim
Sana geldim
Merhaba

adnan durmaz

Adnan Durmaz
Kayıt Tarihi : 11.3.2006 13:29:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Adnan Durmaz