Neredesin Sevgili
Yine bu kentin sessizliğinde
içimde daralan yokluğunun sokakları,
yüreğimden yine gülüşüne dolanan bir bahar var.
Yıllar var ki, sevdiğim,
gözlerimde ellerinden tuttuğum yalnızlıklar var;
öylece duruyor işte ömrümün heybetinde,
tamı tamamına işte öylece…
Biriktirip durdum yıllar boyu gizlice
söyleyemediklerimi,
adını fısıldayan duaları,
senin kokunu taşıyan eski mektupları.
Bilir misin sevdiğim;
henüz ilkyazlara düşmedi gözlerimde
içimin gökyüzünde uçuşan kuşları,
solmadı dağlarımda açan menekşeler,
bozkırlarımda boylu boyunca uzanan gelincikler
sürmeli gözleriyle öperken güneşi.
Henüz ilkyazlara düşmedi hasretim;
henüz hiçbir şey unutulmadı,
henüz hiçbir şey sönmedi içimde…
Oysa sen, sevdiğim,
neredesin?
Elimde şu an resmin;
ahhh o gülüşün,
ahh içime diz çöktüren gözlerin…
Çiçekler açar mı bakışının düştüğü yerde,
kuşlar uçar mı uzakları aşıp yorgun bir ömrün kollarında?
Oysa ben de, sevdiğim,
yalnızlığımın en kalabalık yerinde
dirençler devşirir ömrüm gülüşünle.
Her sabah uyanırken senin adınla açılıyor gözlerim,
her akşam senin hayalinle kapanıyor.
Ahhh sevdiğim,
öyle çok özledim ki seni…
yüreğimde gelincikler hüznü,
ruhumda olabildiğine kızılca bir gökyüzü,
ökseye tutulmuş özlemlerim çırpınırken
bir gün daha bitti,
neredesin?
Bak, penceremde sardunyalar hâlâ açıyor,
bozkır kokusu hâlâ içimde
ama senin ayak izlerin yok,
ama senin sesin yok.
Gökyüzü bu akşam yine kalabalık;
yıldızlar içimde bir telaş,
ellerim boşlukta senin ellerini arıyor.
Belki bir gün,
bu kentin başka bir köşesinde,
yağmurun altında bir anda karşına çıkarım,
belki bir şiirin son dizesinde,
belki bir şarkının ortasında bulurum seni.
Belki bir fotoğrafın arasında unuttuğun bir saç telinde
kokunu duyarım,
belki bir rüzgâr fısıldar kulağıma adını.
Ama bugün yine burada,
bu kentin sessizliğinde,
yüreğimden sana uzanan yolları örüyorum
sözlerle, şiirlerle,
hatıraların iplikleriyle.
Ve biliyorum ki sevdiğim;
her menekşe açışında,
her gelincik kokusunda,
her kuş kanadında
senin bir parçan var hâlâ.
Benim bir parçam da sende…
O yüzden soruyorum bir kez daha:
Neredesin, sevdiğim?
Neredesin, o baharı göğsüme sığdıran gülüşünle?
Ve ben, bir gün bulacağın umuduyla
bu kentin sokaklarında
adım adım seni yazmaya devam ediyorum.
.
Özgen Öz
Kayıt Tarihi : 26.7.2021 02:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
O kentin sessizliği, yılların yükünü taşıyordu. Sokak lambaları tek tek yanıyor, kaldırım taşlarında yağmurdan kalan su birikintileri ışıldıyordu. Adam, elleri cebinde, yavaş adımlarla yürüyordu. İçinde daralan bir boşluk vardı; yıllardır sevdiği kadının yokluğu, her adımda biraz daha büyüyordu. Yıllar çok hızlı geçmişti. Ömür, bir kuşun kanat çırpışı gibi geçip gitmiş, arkada sadece hatıralar kalmıştı. Her sabah, penceresinde açan sardunyaları seyrederken, gözlerinin içine düşen ilkbaharı fark edememişti. Bozkırlarda açan gelincikler, dağlarda solmayan menekşeler, uçuşan kuşlar… hepsi hâlâ vardı ama o, onları görmeye hazır değildi. Çünkü eksik olan bir şey vardı: Kadın. Elinde hâlâ eski bir fotoğraf vardı. Kadının gülüşü, gözlerinin derinliği, tıpkı yıllar önce olduğu gibi yüreğine işliyordu. Bu gülüş, bir çiçek gibi açıyor, bir kuş gibi uçuyor, ama asla yanına gelmiyordu. O, yalnızlığının en kalabalık yerinde dirençler devşiriyor, gülüşünün eksikliğini içinden taşıyordu. Günler birbirini kovalıyordu. Adam, kentin sessiz sokaklarında yürürken, her köşe başında bir iz arıyordu. Belki bir fotoğraf, belki unutulmuş bir defter sayfası, belki bir şarkının notası… Her şey onu kadına yaklaştıracak bir işaretti. Ama yıllar geçtikçe fark etti ki; sevdiği kadın belki bir gün bir anda çıkacak karşına, belki hiçbir zaman… O akşam, yağmur yeniden başlamıştı. Adam bir banka oturdu, elleriyle yüzünü sildiği her damlada, kadınla paylaştığı anıları tekrar yaşadı. Gözleri uzaklara daldı, sanki o anda kadını bulabilecekmiş gibi… Ama gökyüzü kalabalıktı, yıldızlar uzaktaydı. Elini uzatsa bile ulaşamazdı. Yalnızca özlemin kıyısında duruyordu. Ve bir gün anladı: Kaybetmek, unutmak değildi; onu her hatırasında, her yağmur damlasında, her rüzgâr esişinde yaşatmaktı. O kadının gülüşü, gözleri, varlığı hep yüreğinde, ruhunda bir yerlerdeydi. Sessiz sokaklar, yalnız geceler ve yağmurun altında bekleyiş… Hepsi, aşkın en saf haliydi. Adam ayağa kalktı. Sessizliğe karışan ayak sesleri, yağmurun ritmiyle uyumlu bir melodiye dönüştü. O, yıllar boyunca aradığı her şeyi içinde taşımayı öğrenmişti. Sessiz sokaklar, yılların getirdiği özlemler ve anılarla doluydu. Ve artık biliyordu: Sevgi, sadece yanında olana değil; her hatırasında, her özleminde, her tüten yürekte yaşardı. Ve adam yürümeye devam etti, yıldızlara ve gökyüzüne bakarak, kadını yüreğinde taşıyarak… Çünkü aşk, kaybolmuş gibi görünen bir hayatın içinde bile her zaman var olabilirdi.
Gönül sesinizi beğenerek selâmladık.
Her şey gönlünüzce olsun Sn Devrim Kırnak Üstat kardeşimiz
En derin saygılarımla...başarılar dilerim,
Esen kalınız her daim
Üstad teşekkür
beğeni ile okudum
Teşekkürler
bir gün daha bitti sensiz .
Firardaydık düşlerimizde belki
Yalnız sen aklımdan geçerken her gece
Gözlerimde üşüyen her mevsimin sabahlarındaydın
Şair dostu şiirimde altını çizdiğiniz bir mısranın farklı bir mısrayla devamını getirdim.Yüreğinize sağlık şiirime renk kartınız en sevdiğiniz mısrayı yazarak.Saygı ve sevgilerimle esenlikler diliyorum
TÜM YORUMLAR (3)