Kent Kıyısından Bir Akşam Manzarası Şiir ...

Hüseyin Evcil
37

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Bugün de batıyor güneş, yeniden doğmak için. Çatılarda bıraktığı; kızıl bir kül. Bakıp kalıyorum ışıkların çekilmesine, soyulmuşa dönüyorum. Dünya denilen zavallı varlık; karanlık kuyunun duygusuz böceği gibi... Anlatmaz hiç, uyarmaz. Neleri taşımış sırtında, parçalayıp yok etmiş sonunda. Ağlayanı, güleni, seveni, sevmeyeni. Bir kaç mevsim için, kimler gelmiş, kimler geçememiş? Bir yudum çay boğazıma dizilen, zehirli ot oluverdi. Anladıklarım acıtıyor. Dilim dilim yüreğim. Düz yollarda çivileniyorum, dumana dönüşüp dağılmadan. Yıkılıp ezilen, ezilip dirilen gençliğim; gerçekten çözebilir mi zamanın nereden çıktığını, nereye aktığını? Soğuk - karanlık karışımı, omuzlarıma saygısızca yapışan. Özürlü saatler, yine yalnızlığımı kamçılayan. Kaçıncı kez ölüyorum buralarda? O ışıklı ellerin hangi bulutun arkasında, hangi yol beni senden ayıran? Yangını durmuyor sensizliğimin. Ne mektup, ne telefon. Ne sert içki, ne de mavi deniz. Kurtaramaz beni, kurtaramaz bilirsin. Ancak senin ellerin. O eller varken güneş çıkmasın isterse. Uykunu da bilirim, korkunu da. İçinden sıyrılıp çarkların üzerine kim oturabilmiş ki? Hiç kimse. Daha, ne hoş, ne çirkin yaratıklar sürünecek bu yollarda, ne güneşler batıracaklar... Belki bensiz ağlayacaksın, yalnız başına. Öykülerin giriş cümlesi gibi, bir varmış bir yokmuş... Artık hiç uyumamalısın, yarınlar keskin geliyor. Azgın ejderhaların ortasında yiyeceksin akşam yemeklerini. Durdurmak için çok geç, umutsuzluğun zehirli dev örümceklerini. Onlar; ufkuna yağmur gibi dökülüp gökleri ağlatacaklar. Bu arada, eski duvarlar, kararmış durgun sular yürürlerse; kork çıkacak fırtınadan, ortalığı süpürür. Sanırım kalemim bitecek, bitsin, parmaklarım yazabilir. Kuşlar uçuyor akşamın saydam sayfasında. Ben yürüyemedim bile, oturdum kaldım. Uzak bekleyişler kentin ucunda. Geleneksel sözcükler giysilerin ceplerinde. Beslenecek saf sevgilerin yiyecekleri çöp tenekelerinde. Dolu bardaklar yarım damla için sabırsız. Elimde değil, ağlıyorum yorgun gözlerimi düşünmeden. Dört yanım kuru toprak, yumuşak kaya, çürük gemi. Arayan, soran yok senden başka.
Kulağımda ince bir ses. Bu akşamın en güzel sesi duyduğum. Dönüp bakıyorum. Ağlama ’diyen biri...
Çayımı rahat içebilirim.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta