Kene Belası Şiiri - Ferahmiz Ceylan

İçerden dışarı çıkamaz olduk,
Köyümüzü sardı kene belası,
On altısında bir kurban verdik,
Yüreğimi yaktı KENE belası.

Nişanlıydı Bahar, henüz solmadan,
Gün görüpte muradını almadan,
Gelinlik giyip kına yakmadan,
Kayaları ağlattı, KENE belası.

Çekerek dedikleri KENE yuvası,
Bilmem suyundan mı yoksa havası,
Kurban verenlerin büyük duası,
Defolup gitmeli, KENE belası.

Ne tarlaya gidebildik, ne de yabana,
Ne mahsule el vurduk, ne de samana,
Hep sorar olduk, dağda çobana,
Her tarafı sardı, KENE belası.

Eskiden olurdu, koyun kuzuda,
Şimdi yaşıyor yaban yazıda,
Kangalla avcı kara tazıda,
Korkuttu bizi KENE belası

Elimizde silah, hep avcı olduk,
Ne emirlere ne de, kurala uyduk,
Sığırcığı, bıldırcını, kekliği vurduk,
Ondan çoğaldı KENE belası.

Kuş gribi çıktı, tavuk boğuldu,
Koyun keçi battı, bütün dağıldı,
İneğe yaklaşmadık, yere sağıldı,
Bu kadar korkuttu KENE belası.

Doğayı biz yıktık, biz gördük zarar,
Şimdi tedbir alsak, ne işe yarar,
Bu gidişle nice, yürekler yanar,
Gün geçtikçe çoğalıyor, kene belası.

Nice yuva yıktı, ocak söndürdü,
Geç ihtiyar demeden tutup öldürdü,
Künyesini defterinden sildirdi,
Görünen Azrail, KENE belası.

Tavuğu öldürdük, grip var diye,
Şimdi besliyoruz, kene ye diye,
Nereden geldi, sormuyoz niye?
Felaket tellalı, KENE belası.

Biz yıktık binayı, biz yapmalıyız.
Bozulan doğayı, onarmalıyız,
El ele veripte, çalışmalıyız,
O zaman önlenir, KENE belası.

Bugün Sivas’ta, yarın Tokat’ta,
Çankırı, Çorum derken Yozgat’ta,
Dağları bırak, sanki sokakta,
Dağıldı her yere, KENE belası.

Doktoru çaresiz, hasta çaresiz,
Ölecektir garip, belki kefensiz,
Mezar taşı bile, belki isimsiz,
Her gün can alıyor, KENE belası

Kene değil ihmallik, bizi öldüren,
Nice yuva, ocakları söndüren,
Genç yaşında kefenini giydiren,
Gözünü açtırmaz, KENE belası.

CEYLANİ der, çağımızın vebası,
Gelecekte ne bekliyor, belki dahası?
İnsanlığa kesiliyor bunun pahası,
Seninde sonun gelir KENE belası.

Ferahmiz CEYLAN
08/05/2008 Saat:24,00
Not: Bu şiirimi yazmama vesile olan
Dr. Murat YILDIZ Beye ve Elazığ'lı
Mehmet AK'a teşekkürler.