Kendine kul eden kullar var

Hamdi Oruç
2203

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Kendine kul eden kullar var

Samedle muhtaçlar bir mi...

Oğul benzetmedir acak Samed mi hz İsa yaratıcı mı...secde edilen mi...kul olunulan mı...Kendne kul eder kilise hulülcü...Allahın ırkıyız diyerek yahudi kedine kul eder..keşke müşrikiz deseler hileciyiz deseler...Sameler mi diğr kullardan farkları nesecdeden başka farklar hileciliktir zaten..

Allahla aynı katokoriye koyma hiçbir şeyi.Secdelilerle Allah bir mi sahible emanetçiler bir mi...Yaratanla samedle muhtaçlar...

Siyonis nkle bi bend olmal diyor hilci çünkü...Allahın ırkıysanız nükleri bize verin...amaç kul dcekle bölge ve dünya insanıı kendine ama artık yalnızlaşacaklar dünyada çünkü petrol sömürücülerinin taşaronu oldu bölgede ama artık(NTE) geliştirmek petrole alternatifler var e kimse ptrole ve petrol ülkelerine mecbur değil..ve Siyonist işbirlikçi lmak istese hangi t işbirlikçi olacak işbirlikçiye ihtiyacı kalmadı batının artık NTE geliştirerek her itediğine erişecek batı da doğu da...petrol savaşı bitti...bak bölgemizi terörden temizlemeye emek veriyor batı...Petrolü kazasız belesız batıya ulaştırılsın yeter diyorlar artık.Arabla iranı kardeş yaptılar...İranla a İsraili kardeş yapacaklar...petrol kazasız belesz ulaşsın kendilerine diye..ünkü bu svaştan daha az asraflı metot.ve nükler var savaşın sonucu mechul oldu artık.Belki İsraili de ileride nüklersizleştirecekler...petrol erişimi tek amaçları oldu artık...Arabları demokratlaştırmaktan da vaz geçtiler...daha bir ok şeyden de vaz eçeceklerbatının ek derdi petrol bize kazasız belasız erişsin oldu günümde...İslamafobi ömrünü tamamlar artık...ılımlı İslam dayatması a vazgeçeceklerinden olur bir gün..ve halifeliğe de yeşil ışık yakarlar..

Şükredelim Allaha işte...bir lütfu bu evet...

kaderin cilvesi.İki yüz yıldır Orta Doğuyu yağmalayanlar,lime lime parçalayanlar,halkları düşmanlaştıranlar bugün istikrar peşinde

Avrupa’nın enerji güvenliği için hayati önemde olan Kalkınma Yolu, Hindistan Koridoru Hazar geçişli nakil hatlarının güvenliği için gereliyse halifeliğe de razı olacaklar bir gün..

Orta Doğu’da devletler dışındaki silahlı güçlerin hepsi yok edilecekler. Bu mümkün değilse marjinal hale getirilecekler

İran nükleer silah üretmeye çalışmazsa ne ABD’nin ne Arap devletlerinin ne de Avrupalıların savaşmak gibi bir niyetleri var

Müşteri oldular petrole ve her tavize hazırlar..silah sanayimizi de hür bırakacaklar..

Yemen, Irak’ın Kuveyt’e saldırmasından önce istikrarlıydı. Zira devlet başkanı Abdullah Salih Suudilere yakın bir Zeydi idi.aynı mtot denenmeli...

Gazze’de yönetimi dört Arap devleti değil Türk askerinin de olduğu BM Barış Gücü devralmalı...de ısrarla

Gazze’de ateşkes ilan edilecek. HAMAS silah bırakacak. HAMAS mensupları uygun görülen ülkelere sürgüne gidecekler...

Arap Baharı hedeflenen sonuçların tam terslerini doğurdu Büyük Ortadoğu Projesinden-demokrasi lansmanından vazgeçmelerine yol açtı yani daha çok tavizleri olacak...Batıdaki işçi türklerin camilerine de tavizler başlar...zaten bir çoğunda açıktan ezan okunuyor şimdi bile...

Tarih tekrar eder Kur'anı tasdiklemek için...Kur'an masal değil masalı insan yazar Kur'anı azan kaderi yazan...Allah ve Allah alim Kur'an ilimdir sünnetullah öğretisidir çünkü...

İşte leman dergisi kapatıldı efendimize peygamberlerin serveri hz Muhammede hakaretten dolayı...Bu günümün münafıklarıyla eskiler peygamberimize saygısızlıTevbe /65﴿Onlara soracak olsan mutlaka, “Biz lafa dalıyor eğleniyorduk, hepsi bu!” derler. De ki: “Siz Allah ile, O’nun âyetleriyle ve peygamberiyle mi eğleniyordunuz?”

61﴿
Onlardan peygamberi inciten ve “O her söylenene kulak veriyor” diyenler var. De ki: “O sizin için hayırlı olana kulak veriyor; Allah’a inanıp müminlere güveniyor. Ve o içinizden iman edenler için bir rahmettir. Allah’ın resulünü incitenler için elem verici bir azap vardır.” ﴾62﴿
Onlar sizi hoşnut etmek için (size gelip, inandıklarına dair) Allah’a yemin ederler. Oysa gerçekten iman etmiş olsalardı bilirlerdi ki, Allah ve resulü hoşnut edilmeye daha lâyıktı. ﴾63﴿
Bilmiyorlar mı ki Allah ve resulüne karşı çıkanı, içinde ebediyen kalacağı cehennem ateşi beklemektedir! İşte büyük rezillik de budur. ﴾64﴿
Münafıklar, kendileri hakkında kalplerindekini ortaya çıkaracak bir sûrenin indirilmesinden endişe ediyorlar. De ki: “Alay edin bakalım! Allah mutlaka o çekindiğiniz şeyi ortaya çıkaracaktır.” ﴾65﴿
Onlara soracak olsan mutlaka, “Biz lafa dalıyor eğleniyorduk, hepsi bu!” derler. De ki: “Siz Allah ile, O’nun âyetleriyle ve peygamberiyle mi eğleniyordunuz?” ﴾66﴿
Mazeret ileri sürmeye kalkmayın. İman ettiğinizi söyledikten sonra inkârcılığınızı açığa vurdunuz. İçinizden bir kısmını affetsek de, diğer bir kısmını günahta ısrarcı davranmış oldukları için azaba uğratacağız. ﴾67﴿
Erkeğiyle kadınıyla münafıklar birbirine benzer; kötülüğü özendirip iyiliği engellerler, hayır için harcamaya elleri varmaz. Onlar Allah’ı umursamadılar, O da onları rahmetinden mahrum bıraktı. Gerçek şu ki münafıklar günaha batmış kimselerdir. ﴾68﴿
Allah, erkeğiyle kadınıyla münafıklara ve açıktan inkârcılık yapanlara, içinde ebedî olarak kalacakları cehennem ateşini vaad etmiştir. Onlara bu yeter de artar! Allah onları lânetlemiştir ve onlar için devamlı bir azap vardır. ﴾69﴿
(Ey münafıklar! Sizin durumunuz da) sizden öncekilerin durumuna benziyor; üstelik onlar sizden daha güçlüydü, malları ve evlâtları daha çoktu. Onlar dünyadaki nasiplerinden haz duyup yararlandılar. Sizden öncekilerin kendi paylarından istifade ettikleri gibi siz de kendi nasibinizi elde edip yararlandınız. Siz de onların daldıkları gibi boş şeylere daldınız. İşte hem dünyada hem âhirette yaptıkları boşa gidenler bunlardır, asıl ziyana uğrayanlar da bunlardır. ﴾70﴿
Bunlara kendilerinden öncekilerin, Nûh, Âd ve Semûd toplumlarının, İbrâhim’in kavminin, Medyen halkının ve yıkılıp giden beldeler ahalisinin haberleri gelmemiş miydi? Onlara peygamberleri apaçık delillerle geldiler. Demek ki Allah onlara zulmetmiş değildi, asıl onlar kendilerine zulmetmişlerdi.
Tefsir (Kur'an Yolu)

Bu âyetlerde münafık karakteri ve münafıkların davranışlarıyla ilgili tasvire yeni kesitler eklenmekte, bir taraftan müslümanlar onların görünen yüzlerine aldanmamaları için uyarılmakta, diğer taraftan da Allah’ın âyetleri, peygamberi ve müslümanlarla alay eden münafıklara kendilerinden önceki inkârcı kavimlerin acı sonları hatırlatılmaktadır. Burada işaret edilen münafıklara ait söz ve davranışlar, tefsirlerde daha çok Tebük Seferi öncesinde ve bu sefer esnasında yaşanan olaylarla açıklanır; bu konudaki rivayetler âyetlerin yorumuna ışık tutmakla beraber, âyetlerin üslûbu ve sözün akışından daha çok münafık tiplemesinin hedeflendiği anlaşılmaktadır (münafıklar hakkında ayrıca bk. Bakara 2/8-20; Nisâ 4/138-140, 142-146; Münâfikun 63/1-8).

Tefsirlerde 61. âyetin inişi ile ilişkilendirilen bazı rivayetlere yer verilir. Bunlardan biri şöyledir: Bazı münafıklar özel sohbetlerinde Resûlullah’ı çekiştiriyorlardı, sonra içlerinden biri “Aman bunlar onun kulağına gitmesin” diye ikazda bulununca, “O her söze kolayca kanar, söylediklerimizi inkâr ederiz, üstüne bir de yemin ettik mi bize inanır” şeklinde cevaplar veriyorlardı (Taberî, X, 168-169). Resûl-i Ekrem’in, münafıkların yalanlarını yüzlerine vurmadığı ve özellikle yemine çok değer verdiği gerçeğinden hareketle söz konusu rivayetlerle âyet arasında bağ kurulabilir. Fakat burada asıl amacın münafıkların tutumlarından bir kesit verip onların zihniyetini mahkûm etmek ve bu vesileyle dikkatleri Hz. Peygamber’in yüksek ahlâkına yöneltmek olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan münafıkların, “O her söylenene kulak veriyor” anlamındaki sözleriyle, Resûlullah’ın bazı sesler işitip onu vahiy olarak yansıttığı iddiasında bulunmuş oldukları yorumu da yapılmıştır. “Allah’ın resulünü incitenler” şeklinde tercüme edilen kısmı “peygamberi yerip kınayanlar” şeklinde anlamak da mümkündür (Esed, I, 366). Âyetin, “O sizin için hayırlı olana kulak veriyor” şeklinde tercüme edilen kısmı şöyle izah edilebilir: Resûlullah gelişigüzel tahminlerle insanlar hakkında yargıda bulunmaz, Allah’a olan derin imanının yanı sıra müminlere de büyük bir güven duyar ve söylenenleri böyle iyi niyet temeline dayanan bir anlayışla değerlendirir. Bu cümlede onun kulak verdiği bildirilen şeyle kastedilenin, bütün insanlığın hayrına olan “vahiy” olduğu da söylenmiştir.

Allah’ın mesajını ileten elçi olması itibariyle 62. âyette Hz. Peygamber de Allah’ın yanı sıra zikredilmiş fakat kimin hoşnut kılınması gerektiğini belirten zamir tekil kullanılmıştır. Bazı müfessirler bununla ilgili olarak, resulünün rızâsını kazanmanın Allah’ın da rızâsını kazanma mânasına geldiği yönünde açıklamalar yaparken, bazıları da burada hoşnutluğuna erişilmesi hedeflenecek yegâne varlığın Cenâb-ı Allah olduğuna işaret bulunduğunu belirtmişlerdir (Şevkânî, II, 429).

63 ve 64. âyetler arasında şöyle bir bağ kurulabilir: Allah ve resulüne karşı çıkan, din özgürlüğünü yok etmek için uğraş veren kimseler, bu durumları dünyada açığa çıkmış olsa da olmasa da içinde ebedî olarak kalacakları cehennem azabına çarptırılacaklardır, en büyük rezil-rüsvâ olma aslında budur. Münafıklar bunu bilip dururken, sadece dünyada rezil olmaktan, haklarında bir sûre indirilip kalplerindekinin ortaya dökülmesinden endişe etmektedirler.

Münafıkların ileri sürdükleri mazeretin geçersizliğini belirten 65. âyet, dolaylı bir tarzda müminlere yönelik olarak da dinî ve itikadî konuların şaka ve eğlence konusu edilemeyeceği hususunda ciddi bir uyarı ihtiva etmektedir.

Münafıkların bir kısmı iman ile küfür arasında bocalayan, diğer bir kısmı ise bilinçli olarak ve ısrarla inkârcılığını sürdüren fakat müslümanlara karşı bunu gizlemeye çalışan kişilerdir. İşte 66. âyette, aklını ve iradesini doğru yönde kullanmayı, içindeki hak-bâtıl mücadelesini imanın galibiyetiyle sonuçlandırmayı başaranlara yüce Allah’ın bağış kapısının açık bulunduğu, inkârcılıkta ısrar edenler için ise kötü âkıbetin kaçınılmaz olduğu haber verilmektedir.

67. âyette münafık karakterine ve 68. âyette münafıkların acı âkıbetlerine değinildiği gibi, 71. âyette mümin karakterine ve 72. âyette de onların mutlu sonlarına işaret edilerek iki grup arasında bir mukayese yapılmasına imkân sağlanmıştır.

69-70. âyetlerde, gerçekte inkârcı oldukları halde iman etmiş gibi görünen münafıkların âkıbetlerinin açıktan açığa peygamberlere karşı mücadele veren inkârcılardan daha iyi olmayacağı belirtilmekte, güç ve servet sahibi olsalar da inkârcıların boş davalar uğruna yaptıklarının gerek dünyada gerekse âhirette ziyan olup gittiği (bu konuda bk. Âl-i İmrân 3/10, 116-117) hatırlatılıp münafıkların da bundan ders almaları gerektiği uyarısı yapılmaktadır.

Hamdi Oruç
Kayıt Tarihi : 1.7.2025 18:02:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!