Kendin Gibi Kabul Et Şiiri - Sezayi Tuğla

Sezayi Tuğla
1645

ŞİİR


12

TAKİPÇİ

Kendin Gibi Kabul Et

Mutlu olmak istiyorsan hayatta,
Kardeşini, kendin gibi kabul et.
Rahat olmak istiyorsan sıratta,
Kardeşini, kendin gibi kabul et.

Ne vadide, ne çıkılmaz surdadır,
Ne bencillik, ne kin, ne gururdadır,
Kalbini aç, mutlu olmak burdadır,
Kardeşini, kendin gibi kabul et.

Bakma elin dünyalık kavgasına,
Onlar razı, ham demirin pasına,
Sen talipsen, mükâfatın hasına,
Kardeşini, kendin gibi kabul et.

Madalyonun bir yüzü sen, biri o,
Sen mucitsen, kâşiflerin piri o,
Sen sunarsan ab-ı hayat, diri o,
Kardeşini, kendin gibi kabul et.

Ey Sezayi, bol nasihat edersin,
Söylersin de, hep tersine gidersin,
Münker-nekir sual sorsa, ne dersin?
Kardeşini, kendin gibi kabul et.

(MAYIS 2009)

Sezayi Tuğla
Kayıt Tarihi : 30.10.2012 17:19:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


MUTLULUK YOLUNDA MUTSUZ OLUYORUZ Mutsuzluğun kabul edilemez bir ucube olduğunu hepimiz söyleriz. Mutsuzluğu allayıp-pullayıp önümüze koysalar, elimizin tersiyle iteriz hiç tereddüt etmeden. Amma, yaşantımıza baktığımız zaman, bunun hiçte öyle olmadığını görürüz çoğunlukla. Tabi bu bakış, özeleştiri ve empati şeklinde olmalı mutlaka. Nefis elbisesini çıkarıp, gardırobumuza da kilitlemeyi ihmal etmemeliyiz bu arada. Maksadımız genellikle, üzüm yemek değil de, bağcıyı dövmek oluyor nedense. Bu anlam veremediğim yanlış davranışların, nefis taşıyan bizlerde az veya çok mutlaka var olduğu kanısını taşıyorum şahsen. Çocukluğumuzdan günümüze kadar olan yaşantımızı kayda alıp da bize izlettiklerini düşünelim sinemada film izler gibi. Meselâ; kardeşimizle uydurma bir tahta parçasını araba niyetiyle karşılıklı birbirimize doğru iteleyerek oynadığımızı düşünelim hayalen. Mutluluğumuz ve keyfimiz yerindedir herhalde. O arada babamız oyuncak bir arabayı birimize verse, diğerimiz isyanla tepinmeye başlar. Babamız, bir iki dakika sonra arkasında sakladığı oyuncak bir uçağı çıkarıp, oyuncaksız olanımıza verse, ne olur dersiniz? Tepinme sırası yer değiştirmiş olur mutlaka. Oysa birkaç dakika önce o oyuncaklara sahip değilken daha mutluyduk küçücük dünyamızda. Bu davranışları, hayatımızın her safhasında görmek mümkün diyebiliriz. İki kişiye ayrı ayrı daireler verilse ikram olarak, kuzey-güney, alt-üst bahaneleriyle mutsuzluğu davet ederiz tükenen ömrümüzün içine. Paylaşımların, yüzde yüz adil olması gerekir diyebilirsiniz belki. Bunun tamamen mümkün olamayacağı gerçeğini de göz ardı etmememiz gerektiği görüşündeyim. İnsanlar gibi nefisle imtihan edilmeyen hayvanlara baktığımız zaman, bu kıskançlıkların olmadığını görürüz. “Acaba hayvanlardan ders mi çıkarmamız gerekiyor? ” diye düşünüyorum bazen. Bu bencillikten kurtulmanın birçok yolu var belki. Ama ben sadece birini örnek olarak vermek istiyorum (kendi şahsım da dahil) kardeşlerime. Gelin, hepimizin tek kişi olduğunu empoze etmeye çalışalım nefsimize. Bunda ne kadar muvaffak olursak, o oranda da mutluluğumuzun arttığını görürüz bu geçici dünyada.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Sezayi Tuğla