İzmir'de bir konuşma
Küskünlüklerini,değerli taşlar,kutsal sayfalar ve dede yadigarı eşyalar gibi; boyunlarında muska,parmaklarında yüzük,yüreklerinde aşk gibi saklayanlara sözümüz yok...
Kötü ve yanlış yanlarımız,dostlarımızın sınav sorularıdır...biz insanları yanlışlarıyla sevmesini sizlerden öğrendik..çok bağışladınız beni,çok...
Bir gün ölüp gittiğimde,-ki hepimiz, bir gün bizi dünyaya mahkum eden hırslarımızı falan soyunup,bir yerlerde toprağa ve sonsuza karışacağız-ki bir gün ölüp gittiğimde,söylenmemiş aşklarımın pişmanlığı olacak en çok ah ettiğim...
İngiliz serüvenci Davit Livingstine,Zambezi'de,Rauma Irmağı boylarından,Afrika içlerine,3 kez sefer düzenlemiş bir gezgindi.Gittiği yerlerde,köleliğe ve cehalete karşı mücadele veren bu adam,1864 yılında öldüğünde,Arkadaşlarının isteği üzerine,onu taparcasına seven yerliler,cesedini kayıklara yükleyerek,İngiltere'ye gitmesine hiç ses etmeyince,herkes çok şaşırmıştı.Ancak Londra'da anlaşıldı ki,o afrika yerlileri,kendilerine ait bir şeyi söküp almışlardı:Livingstine'in yüreğini...Şimdi yıllar sonra yeniden aranızda bulunuşum,Livingstine'in milyonda biri kadar bile önemi olmayan bu insana sizin gerçekten hak ettiğinden çok fazla değer verdiğinizi,ve yüreğimi çoktan almış olduğunuzu gösteriyor..
Aklıma bir çizgi roman kahramanı geldi:Corlto Maltese; çingene falcıya elini uzatıp,'falına bakmasını' istemişti.Falcı,şaşkınlık içinde 'kader çizgisinin olmadığını' söyleyince,cebinde sakladığı babasının usturasıyla avucunun ortasına bir kader çizgisi kesip,' artık bakabilirsin' demişti.Kader çizgimizi avucumuzun ortasına usturayla açmadık,ancak nereli olduğum gibi bir soruya vereceğim yanıt,yerim sizlerin dostluğudur,nereliyseniz,nerede yaşıyorsanız,orayı seçtim..sizlerin arasını baba evim seçtim,nerede olursam olayım,buranın damgasını taşıyacağım.
Herkesin,aşkların olmadığına inandığı,aşklarını çağın dayatılan değerlerine göre günlük yaşayan,bir dönem bu.Hatta hormonal bir olay olarak,insan kimyasıyla açıklıyorlar artık..onlara sormak gerekir,onurun,namusun da bir kimyası var mı..insan kişiliğinden haberi olmayan bu söylemler,bize göre değil.Diyeceğim,aşkların böylesine yozlaştığı bir dönemde,dostlukların çatıları yıkılıyor Arkadaşlıkların duvarlarını,zaman yelleri,selleri almış almış götürmüş.Ancak biz hala ayaktayız..hiç çıkarsızca bir şeyler,bizi yeniden derleyip bir araya getirdi işte.
Yakından bakınca iğrenç,uzaktan hoş görünen insanlar vardır.Uzaktan anlaşılmayan,yaklaştıkça güzelleşen insanlar vardır.N e güzel,biz yakından da baktık birbirimize,uzaktan da..her iki halde de güzeldik,mesafelerin önemi yok..zaten ayrılmamıştık...
Suçluluk duyduğum bir şey var:Söylenmemiş duygularım,ki onlar aşk ve sevda üzerinedir
Kendimi ihbar ediyorum...
02-06-2001 İzmir
Kayıt Tarihi : 21.8.2004 00:15:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Adnan Durmaz](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/08/21/kendimi-ihbar-ediyorum.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!