Eski bir gammın duasından sökülüyor bedenim
Hicrandan ayıkladım satır başlarını
Yüreğim zincirleri kıran mahkum coşkusunda
Devrimler yaşıyorum kinayesiz
Dorukların zirvesindeyim köhne varlığımla
Zamanın kollarına koyma beni aşk
Zira asr-ı saadettir muradım
Ellerimde tutuğum bir kuş misaliydi feryadım
Gönlümde ölmüş bir kelebeğin hazin çığlığı
İntizar vardı gönlümün hicranlı kelepçesinde
Vakit canın bedenden kopma vaktiydi
Haydi bir tutam sen bağışla bana sevgili
Haydi bir lokma sen ol sadce
Acıların suretini saklayayım unutmak denen perdeye
Git artık alaca karanlıklarını yüreğime kusan gece
Ben bendeki ezberleri yaşadım emanet ruhumda
Yüzüme çarpan sürgünlerde kaldım zamansız
Çocukluğumun tüm eskilerine davalıydım ezelden
Şimdi en içten şükürlerini yaşıyorum vuslatın
Eskimiş bir niniydi yanlızlığım sallanıt tahta beşiğinde
Sırra kadem basar özlemler yırtılır gözümdeki perde
Artık fallara kurban etmiyorum papatyaları
Ölsemde yaz bulutuyla dikilir kefenim
Bir çoban umut sağıyor memeden
Hani şu nefesin varya ruhumun üstüne perde
Şimdi faili meçhul bir aşka gebe ruhum
Bir umuda kavillemiş ayak seslerini
Sığınarak sabrın himmetine
Karıncalar el ayak çekti bedenimden
Kursağımda kalmıcak bu ömür
Kınalamış aşk ellerini
Ben okuyor
Ben yazıyor
Bir yanım aşk diğeri sevda
Bir ben var beni tanımıyor..
Kayıt Tarihi : 10.6.2013 15:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Benlik senlik kavgasında biz gitti. Hep kabukla oyalandık içimizdeki öz gitti........
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!