Kuşanmışım kravatımı kendimi taklit ediyorum tüm sahtekarlığımla,
Küçücük kelimelerin büyük eziciliği karşısında bey olmaya çalışıyorum,
Bir dolap olmalı çıkarmalıyım en kırışığından kotları yerinden,
Darmadağın hayat gibi yıpranmış renkli dünya gibi alacalı,
Bir gömlek çekmeliyim üstüme,
Sonra koşmalıyım papatya dolu hüzünlü kırlarda,
Ölüm olmalıyım koştukça çiçekler açmalı,gözleriminse feri solmalı,
Kendinden emin ölümlere her gün bir önceki gün gibi merhaba demeliyim,
Bir çocuk geçmeli,ağlamaklı kameranın vizöründen bakarken gülümseyişe,
Olağanca olgunlaşmamışlığıyla büyüklere paylaşım dersi veren küçük kızın,
İçine çekerek kız kardeşine uzattığı ayakkabılardaki ağlamaklı yas olmalıyım birde,
Can alıcı sesleriyle içimizi giyotinlere boğan,
Yetim çocukların mutlu türküleri çınlıyor kulağımda,
Biraz asil birazda kırılgan..
Koca yaşlarına rağmen 30una gelmiş ve umutları tükenmiş insanlara,
Çocukların en nefret ettiği soruyu sormalıyım büyünce ne olacaksın diyerek,
Çekip giderken ne olduğunu bile bilemeyen yüzlerini izlemeliyim sonra,
Bir sahil kenarında rengini turkuaz düşlediğim denize bakarken,
Ellerinin nasır perdesine perçinlemeliyim ruhumu,
Ufuk çizgisi kadar belirsiz deniz fenerleri kadar yol gösteren bir caddede
Her görselliği yazıya dönüştürülebilir görürken kendimi,
Bedenimin kimsesiz sokak lambalarında terleyen ıslaklığıyla
Çizmeliyim kader yolumu..
Gözleri can havliyle griye dönen ve son nefesini verirken,
Öğüt verme sevdasındaki günahkarlar gibiyim şimdi,
Ve günahım hayatımın mecburiyete bedellenmiş olması sadece…
Kayıt Tarihi : 18.8.2007 09:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Herkesin Kendi Kıyısından Geçtiği Bir Hayatı Vardır Ve Bazen Geçmiş Hayatlar Özlenir...
TÜM YORUMLAR (1)