Bu gece dünyanın en güzel şiirini yazacağım sana.
Kalemimin mürekkebi gözyaşının telvesinde saklıdır.
Kağıdımın hamuru ise yüreğinde dikili bir ağaç.
Ben sende mahpus kaldım turna gözlüm.
Bilirmisin sevdam turnalar ancak mahpus kaldığında ölür
Ve dünyanın en güzel şiiri turna bakışlarına gömülür.
Bir, iki, üç demeden atladılar
Soğuk zemperi esmekteydi, sağ baştaki çavuş
Gözlerini dikmiş haykırmakta ve ufukta sancılı bin ana doğurmaktaytı.
Ahmet onbaşı elinde kınalı çakmağı bir tüfeğini temizlemekte birde doğan yeni bebeğe bakmaktaydı.
Bulutlar çok karaydı, topların barut kısımına değmesin diye anneler yavrularını sarar gibi onları sarmaktaydılar.
Sevdan ateştir kordur gelin
Korun sıcaktır al dır gelin
Al ın yanlızlıktır tendir gelin
Tenin benim edalı gelin
Sevmek ayrı bir şey, sevilmekte
Hatta kurşun içinden kurşun beğenmekte,
Ayrılmak ayrı şeydir kavuşmakta,
Hatta sancılı bir doğumda bebeğini tutmakta,
Aşk ayrı bir şeydir, sevgide,
Seni sevmek bir gölün tortusunda kurbağa yavrusu gibi yok olmaksa.
Ben bu ezikliği bir sabah Nemrutun kızıl dağında hissettim.
Ve senin olmadığının bir cümle kurgusunda hep gizli öznede kendimi mahvettim.
Seni sevmek bir Ankara sabahında vakitli vakitsiz vurulmaksa.
Bugün gec yarın erken
Derse son gece daldın
Meşk yapayım derken
Aşk sınavından büte kaldın
Sorular kazık gibi
Kara su, kara iklim, kara dal
Neresi ak filiz neresi aydınlık
Neresi cellet
Saatin kahrolası zıngırdaması
Eller uyuşuk iner madene
Budur aşkımızın matematiksel fomülü
Hiç dik açıyla giden kurşun adres sorarmı ve bilinmeyen bilinirmi
budur aşkımızın kimyasal formülü gözlerindeki bakır ne kadar ışıltılı ve kromozomlarımız ne kadar eş
budur aşkımızın biyolojik formülü
İstanbul günaydın
Henüz toplamadım kirini
Varoşaların çöpçüsüyüm tanımadın mı beni?
Ben silerim gözyaşlarını senin
Sokakta mendil satan ayakları çıplak çocuk benim
Ve her sabah Belgrat Ormanını yeşile boyayanda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!