Hürriyetim yok mu? benim
Ben içeride kapı dıştan kilitli
Bu mu du? raicim,bu mu? bedelim
Ben içerde kapı dıştan kilitli
Kazanıp yediren içiren benim
Halden bilenim yok dökem içimi
Benim derdim iki değil beş değil
Her gün türlü haller gelir başıma
Gördüklerim hayal değil düş değil
Bir değil derdim çare arayayım
Ele verdin köşk ile sarayı
Benim bir çadırım yok ALLAHIM
Ancak zemin katta buldum kirayı
Kilim,keçe,bir sedirim ALLAHIM
Altı nüfus bir odaya sığındık
Üzgünüm halim perişan
Haber aldım sana takmışlar nişan
Neden böyle yaptın halim perişan
Gönlümün sultanı nişanlandın mı?
Ben yanıyordum senin aşkınla
Maliyede bir çıkmaza yolumuz
Neden oldu merak oldu vali bey
İki dosya evrak dolu kolumuz
Git gel ayaklarım yoruldu vali bey
Şura git dediler seyirttim gittim
Kaderin elinden düştüm bu hale
Aşkın şarabı etti beni DELİ divane
Dertler sırtımda gitmez,bulamaz çare
Günler uzadı geçmiyor zaman
Kimi gün aç kaldım,kimi gün susuz
Zerre olup şu dünya ya geleli
Dolup boşaldığım kap belli belli
Niçin bir baltaya sap olmamışım
Balta laşkalaşmış sap belli belli
Nereden kazanıp nereye verdim?
Asrımızda bir çok insan
Para’ya tapmış para’ya
Hele bunların bir kısmı
Selam vermez fukaraya
Kimi patron kimi esnaf
Durup gök tepe’den seyr eyledim
Alimantar eski halin nerede?
Düz ova parsel parsel bölünmüş
Söyle senin gerçek sahibin nerede?
Bölük bölük paylaşmışlar ovanı
Daha emeklerken taşlı mayınlara
Sınır boylarına saldılar beni
Tren raylarına,kuduz itlere
Parçalansın diye attılar beni
Elbeyli tozlu çamur yollarda
yolu düşen canları gazikent i gezmeye bekliyorum...