Filistini yine karabulutlar sarmış,
Gazze'nin bağları Taru mar edilmiş.
Viran bağlarda bülbüller figan edermiş,
Siyonistler Ortadoğuyu kana bulamış.
Çoluk çocuk kız kızan demez,
Sabah uyanırsın uykudan,
Uyumamış gibi yorgun argın,
Kalkarsın yataktan;
Sayıklaya, sayıklaya yıkarsın elini, yüzünü,
Geveliye geveliye ekmeği,
Yudumlarsın çayını
Doğadaki yaratıkların bir çoğunu tanırım.
Seslerinden daha iyi tanırım.
Hele balık düşmanı martıları…
Nasıl tanıdım;
İstanbul’da bir bilseniz,
Ekmek kavgası verirken, gemilerde
Dünyaya gelişimi
Tay tay duruşumu
Anımsama olasılığım yok
Büyüklerim yad ederler
O güzel günleri
Nasıl geçti
Bir varmış, bir yokmuş,
Evrende bir ülke varmış…
Bir zati müslim ülkeye başkan olmuş.
Kendi başına buyruk yasalar çıkarmış…
Göllere kapak yapmış,
Sahilleri doldurmuş,
Bazen bir otobüs beklersin
Nice düşler kurarsın
Turna gibi uçarsın
Kâh çöllerde
Kâh ovalarda
Bir Ceylan misali gezinirsin
Bir bahar akşamı
Sirkeci Limanında
İkinci katta
Berktay gemisinde iskele tarafındayım,
Akşamın yorğunluğu
Gözlerim dalmış,
Çoban kızı;
Ağ sürüsünü vurmuş otlağa
Bir hatibin kürsüden bakışı gibi
Bakar sürüsüne.
Yakındı patikaya
Bir an geldik göz göze
Kumkapı sahilinde
Yudumlarken çayımı
Seyir ediyorum denizi
Gemiler geçiyor irili ufaklı
Martılar uçuyor siyahlı beyazlı
Tohumlar ektik kara toprağa
Ekin biçtik göğün düzünden
Göğerdi, boy verdi
Altın başak ormanı
Güvercinler dönerdi semada
Başarılar dilerim