Göçebeliğin depreşti mi
Bakmazsın takvime
geceyi, gündüze
Hüznü, sevince
Bırakıp arkanda
Toplarsın çantanı
Bir bahçıvan titizligiyle
Ömrümü verdim
Çatlasın kozalar
Yeşersin kronik şefkatim
Gün geçti Ay dolandı
'' Terk etmedi sevdan beni''
Gün attı, kalktım.
Pencereden baktım.
Sokak ıp ıssızdı.
Güvercinler takla atıyordu.
Sokağın asıl sahipleri
Sanki kedileri
Çamlıca 'da
Bir ağacın kovuğunda,
Tabiat Ananın kucağında,
Onunla sarmaş dolaş yatıyorum.
Bitmez gecelerin esaretindeyim,
Sanmayın ki dostlar
Ben buralara
Dikensiz gül bahçelerinden
Geçip geldim.Dövüldüm,sövüldüm
Üstüme üstüme geldiler panzerlerle
Geçtim nice taşlı,dikenli yollardan
İki Başlı ejder,
kaldırdı başını,
Çıkardı çatallı dilini,
Hem karadan,hem denizden
Yalayı, yalayı geldi İngilterye
Şuracıkta biraz soluklanayım dedi
Sene 2006
İstanbul,Çamlıca da
Hüzünlü bir Sonbahar
Hava ağır; bulutlu,sisli
Çatılara kırağı inmiş.
Toprak ayazlanmış.
Yüreğimde, depremler oluyor
Beyinimde şimşekler çakıyor
Sanki;
Bedenim bir yanar dağ
Volkanlar patlıyacak
Yoksa bu ateş beni Yakacak.
Açıkca söyleyeyim!
Kanlı sulanmış;
Şu yoksul topraklar için
Korkuyorum,ürküyorum
Uluslar arası uşaklar;
Girmiş türlü donlara
Başarılar dilerim