SÖYLE
Kızıl akşamların karası,
Azar gönlümün şu yarası,
Cehenneme denk aşk çırası,
Söner mi, sönmez mi de bana?
SOYTARI
Midesi bulanık, ayranı duru
Muammadır altı yaş üstü kuru,
Karanlıktır kalbi, sönmüş yüz nuru
Doğumları, sert doğumlu soytarı.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir elin nesi var, iki elin sesi var dedik,
Ancak biz, iki kişi bir araya gelemedik.
İlik küçücük, düğme büyük, bir türlü geçmedi.
Bu yüzden iki yakamız bir araya gelmedi.
SUÇLU MUYUM
Sen masumsunda, ben neden suçluyum?
Gözlerinin müebbet mahkumuyum?
Kirpik kirpik demir parmaklıkların
Kapanır üstüme; zor suçlu muyum?
SUSKUN BİLGE
Bir suskun bilgeye sordular: “Niçin
Hep sessizsin,sen hiç söz bilmez misin?”
Bilge gülümsedi, dedi: “Ey nâdan,
SUSUYORUM
Kahbe felek sürdü yolumu yokuşa.
Çevirdi baharlarımı kışa .
Tırnaklarımla tutundum
Bir adım ötesi için.
TAMAM MI
Sen beni,ben seni bilmeden sevdik.
Gözlerimizle "seviyorum" dedik.
Utanıp başımızı yere eğdik.
İfadende doğru söyle tamam mı?
TEFERRUAT
Söz konusu İslâmiyetse...dinse...
Gerisi teferruattır,kaldır at.
Yer yarılsa, gök de üstüne binse,
Gerisi teferruattır, kaldır at.
TERCİH SENİN
Sanma sakın yolun sonu çukurdur!
O çukurun altı bir yaman surdur.
Surun ötesi, ya kir yahut nurdur,
İster kirle yıkan, ister nûra kan!
TEVÂZU
İnsan, birazcık ibret almalı yere bakarak.
Bak,hiç büyükleniyor mu her gün bastığın toprak.
Sinesinde saklamasaydı kupkuru tohumu,
Bağrında gül biter,yeşerir miydi bunca yaprak.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!