1953 yılında Urfa'da doğdu. İlk ve ortaokulu Ceylanpınar’da okudu. Ankara Bahçelievler Cumhuriyet Lisesi’ni, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirdi.
İlk şiiri 1971, ilk yazısı 1972, ilk öyküsü ise 1973 yılında yayımlandı. Daha sonra 1976-2018 yılları arasında toplam yüz on dergide altı yüz elliyi aşkın şiir, öykü, eleştiri, deneme, tanıtma ve inceleme yayımladı. Bazı şiirleri Farsça’ya çevrildi. Toplam 18 ortak kitapta yazı, şiir ve öyküleri yayımlandı.
Bazı Ödülleri:
·1985 Hürriyet Gösteri Dergisi İnceleme/Araştı ...
Öksürüklerle büyüyor yüzümde hüznün kibarlığı
budanmış ve yaprak açmayan bir ağaç gibiyim
sanki ömrüm sele gitmiş ben de kum ve çakıl
uzamış sakallarımı kestim yeni bir sabah için
ikindiye uzar, gün ve yorgun akşamüstleri
terbiyesiz bir yağmur başlar, gökyüzü savaşır
Bir yol şiiri olsun bırak ardında ayrılık öncesi
ayrılık öncesi: Bir öpücüğü eksik kondur gözlerine
gözlerine, bir yaşamı bağışlayabilirdin giderayak
kaçırılmış tren, çalmamış kampana, uykusuzluk
yitik bir kasabaya gömülmüş çocukluk anıların
kendini yeniden aramanın son yolculuğu belki de
Herkes neden ağlıyor bakışlarımda?
- Ölülerimize ağıt
yaşayanlara türkü
olsun diyedir gözyaşlarımız!
Ya ben, ya ben eksik gülüşlerdeki?
Uçurumların kıyısında yürümek de kötü bir alışkanlıktır
derin saç diplerinde bit yavrusu gibi yuvalanmak da...
Bir kıyının en güzel ve mavi yanı, gözlerinin gülümsemesidir
bir ben bilirim şimdi bunu, bir de yürek yanar yine ben
teninin boşluklarında ay ölür, ben çıkarım günışığına...
I/İntihar Gibi Ölüm
1.
Bırakırsın kendini akşamdan, sabaha yoksun
biter her şey senin için, varsın kalanlar düşünsün.
Günlerce uykusuzluk çektikten sonra gözlerini oğuşturarak
bir yerden başlamak en iyisi elbette, böyle olacak kuşkusuz
uykunun gözlerine dolduğu akşamüstlerinin yorgunluğunda
çocukluk kentini özleyerek, neler derdin geçmişinde:
'S ı k ı n t ı c o ğ r a f i d e ğ i l d i r! ..'
Yalan hangisi, peki gerçek? Sevginin koyağında gizlenen
Bir duvara dönüşüyor yeniden hayat
içimde bir gülün koptuğunu görüyorum dalından
üstelik kan kırmızı, üstelik nar tanesi yüreğim
ve sonyaz rüzgarları esiyor, eylül ve bağbozumu
fırtına bir kızı sürüklüyor kar ve kış gibi
senin gideceğin oluyor soğuk gülüşün mevsimi.
İncelikli sözlerle sarsmak isterdim insanları
bir tek kadını olsun yeter! Dinerdi sancılar.
Tutup saçlarından ‘ağlama’ demeyi sevgiyle
duyarlı bir noktasına vurmuş gibi öpüvermek
ürpertilerle, nedensizmiş gibi suskunluğundan
tam da pembeliğe varan yüzünün kanlanışı:
Ablam da söylerdi bunu:
Üstelik sarışın bir çocukmuşum gözleri kapkara
sessiz kulaklarımda dağların yankılanan çağrısı.
Yeni bir şiire de başlayabilirmişim yolların ötesinde
gömülecek bir kent bulun bana taştan topraktan.
(Özel Bir Başkaldırı Denemesi İçin)
Tarih düşürmenin de bir anlamı olmalı zaten
kötü günlerin dipnotları diyedir bütün bunlar.
Yürüyen sen (kim o?) Durma sakın, hep yürü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!