Zaman: 1958 –Mekan: hamsiköy/bayburt/ istanbul
Donanım: çoban değneğim/tarağım/aynam/gençliğim
Merak: dere boylarının kuyruksallayan kuşları
Heves: avuçlarıma yaktığım kaya kınası
Giz: zifin kafulunda çıvgın yuvası
Neşe: dumanı tüten yayla evlerim
Kemençe: omuzlarımın sıtması
Horon: hiç bitmese
Sevda: içimdeki mezereme dadanan geyik
Hüzün: çisenin göz pınarları /dokuztepe ler
İmkansız: seni seviyorum nurdan!
Şiir: hasret dilinin mühendisliği
Hasret: şakaklarımın kırağısı
Gözlerin: kervankıra ...
geçit vermez karakışta
Nahırcı’dan kıvrım, kıvrım inen kervan yolların
Galandar’da kürtüğüne kar doldurur mikail
Nisan, mayıs bin bir çeşit flora
Öbek, öbek çiçek açar sar(ı) ağu
Topuk otu orman gülü dağ bayır
doğum öncesi rüya görür mü cenin
ben gördüm işte
tek kanatlı planöre binmişim
döne döne sörf yapıyordum cennette
altımda bucaksız zümrüt deniz
Gen uyuşmazlığı muhtemel, iki göğ gözlü eşin
camı çatlak serasında sorunlu bir meyvesin
biraz da doğum öncesi rutin aşıların beyninde
kurşun birikmesi hasarıyla şanssız doğmuşsun
öyle demişti doktor kınacı
Otizm tanısı konulduğunda sana bir tanem
Pontus mübadillerinin bırakıtında
dostluğun humusuna kök salmıştılar
çağla ve badem çağındaydılar
makta kestiler acıktılar
bazlamayı yoğurda doğradılar
gartubuyu çökeliğe bandılar
Maçka’nın gür saçlarını
Okşamaya eğilen sis
O gün hüzün sızıyordu
Birer sülüs tutuşturulup ellerine
Limana sevk ediliyorlardı
duvara asılı resminden geçip
sis içinde dağlarına yürüyorum
mevsimin kar alacası zamanıdır
... cemre olup toprağına düşmeye geldim
Kürtüğe başkaldıran yayla çiçekleri
Yazdan kalma Hamsiköy sabahında
saatin sekizini yaşadım
gölgenin alacasında uyuyan zeftil
saçları ağarmış yılanlıkaya
rengarenk sararmış yapraklar
cıvıl cıvıl kuş sesleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!