Kelimelerden evler yapan
Şiir kokulu çocuk
Sütünü kim sterilize yaptı
Daha biberona girmeden ekşir
Oyuncakların kırılıp atılmış
Oyun sitelerinde acıyla salınır
Kötü bir el değmiş
Gökten düşen elmanıza
Masalınızın kırmızı başlıklı kızı
Kaybolmuş sanal dünyanın
Sahte ormanları arasında
Okul bahçesinde oynadığınız
Uzuneşekler artık çevrim dışı
Tıklayan yok artık
Doludizgin koştuğunuz
Ayşe ninenin erik bahçesini
Yağmur sonrası uçuşan
Toprak kokusu
Gönderdiğiniz titreşimlere
İnsanlığın yedi renginde
Ebemkuşağı olmuyor artık
Olsa da önemsiz iletilerinize
Bir cümlecik kayda değmez
Bir haber logosu teğet geçer
Sizi uykularınızda ziyaret ederler
Şok haberlerden derlenmiş
Savaş muhabirinin
Tanklar arkasında
Nefes nefese verdiği
Önemli haberleri
Bir cümlecik alt yazıyla verirler
Tan vakti ağarmadan.
Sevgi ile ördüğümüz
Duvarları taşıyamaz
Gece ağlamalarımıza
Ninni söylemez yürek sızısıyla
Çöker birden insanlığın hard diski
Sizin tuşlarınızın azametiyle
Zarafeti bir kuyumcuda
Rehin bırakmış
Sitenin sürekli ziyaretçileri
Sanal dostluğu
Yürek paralayan bir pazarda
Haraç mezat satarlar
Arkalarına bakmadan
Koyulurla mayınlı bir yola
Karlı bir iş yaptıklarını düşünerek
Bilmezler ki
Borsa akşamdan kapanmıştır
Çocuklar içerisinde
Sevgiden bir kum tepesi yapmışlar
Yeniden masal tepesini işgal etmenin
Tarifsiz çılgınlığını yaşarlar
Görevlilerin imdat sesleri arasında
Camdan bakınırlar
Nanik yaparlar toplanan ahaliye
Sizleri de alırız ama aramıza derler
Yalnız bir şartla
Bizi ihbar etmeyeceksiniz
Sanal medeniyetinizin
Merkezde oturan şefine
Bizler Ömer çocukluğunu
Ebubekir safiyetini bu kumda bulduk
Simbat’ın macerasını
Kelime ve Dimne’nin kıssadan hissesini
Bostan ile gülistan’ın
Solmayan güllerini
Dedem Korkutun
Korkutmayan yiğitliklerini
Ocağımızın tüten bacasında
Yatağımızın tahtayla kaplı
Bizi ısıtan nemli kokusunda
Saklıyorduk yıllardır
Anlaşalım
Yıkmayın bu masal kalelerini
Çünkü birazdan
Kahramanlarımız gelecek
Bizlere yeni oyunlar oynayacaklar
Bu kumdan tepemizde
Haydi, çocuklar vakit çok geç oldu
Girin yatağınıza
Verin biz büyüklere oyuncaklarımızı
Zira sizlere rahmet deryasından
Hikmetli sözler edecekler
Nebinin sevgili torunları
Umutlarınızda taşıyorsanız hala
Sadakatin solmayan emanetini
Öyleyse misafirlerinizi bekleyin
Bilmezsisiniz ki tüm oturumlar kapatıldı
Göğün mavisi
Martıların özgür uçuşu
Dostluğun sadık yüzlüsü
Düşmanlığın bile mert olanı
Küçük yüreğinizde hala varsa
Lütfen kapınızı aralık bırakın
Rüyalarınızda sizi ziyaret edecekler
Sokağı gürültüye boğan beyler
Sizler akşam haberlerine
Sakın geç kalmayın
Zira trafik sıkışabilir birazdan
Bakın bir simitçi de
Taze çıkmış buğulu gevreklerini
Alın terinin sarmaladığı
Camekanına koymuş satıyor
Bir tane almaz mısınız?
Unuttuğunuz helal lokmayı
Sadra şifa kılın
Bu sıcak gevreğin
Cennet kokan rayihasında
Ramazan YILDIZ
07.11.2006
Saat:22.32/Darende
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta