”Ey uçarken düşüp ölen kelebek”
Cenap Şahabettin
___________________________
Uzaklara gitmek istiyorum
Çok uzaklara
Belki Belçika’ya
Belki Norveç’e
Belki Japonya’ya
Siyah şapkalı köylü, sabah uyandı
Köy horozları ötmüştü
Ne güzel öterler
“Bugün çil horozu duymadım
Canım sıkıldı”
Bizim köy öyle güzeldir ki
Bir dağın yamacındadır
Ormanlarla çevrilidir
Bahar geldi mi
Kuş sesleri dolar köyümüze
Türlü çiçekler açar dağında bayırında
Tavşanlar, sincaplar gezer içinde
Bir deresi akar nazlı mı nazlı
Türkü söyler gelinciklere
Bir kelebek ölüsüdür artık mutluluk
Az yaşayan
Hem de hüzünlü yaşayan bir kelebek ölüsü
Siyah şapkalı köylü, bakkalına gitti
Kilidini çevirdi bakkalın
Bakkal açıldı
İçerde çökelek, yoğurt, peynir vardı
Ve bal satardı
Un satardı
Siyah şapkalı köylü
Uzaklara kaçmak istiyorum
Belki Polonya’ya
Belki Avustralya’ya
Belki Arjantin’e
Ama kaçmadan önce
Belki meyhâneye giderim
Birkaç bira içerim
Birkaç şarkı dinlerim
Hâl-i perîşanıma peymâneler ağlasın
Ben içeyim derdime meyhâneler ağlasın
Siyah şapkalı köylü, Çökelez Dağı’na baktı
Bre Çökelez Dağı hiç gitmez mi dumanın ?
Bahar sende gül sende
Ak döşlü bülbül sende
Hemi de sümbül sende
Ne ağlarsın güzel dağ ?
Dedi
Ağladı
Gözlerinin yaşını sildi
Siyah şapkalı köylü
Kelebekler güzeldir
Renk renk
Nakış nakış
Türkü türkü
Ama az yaşarlar
“Ey uçarken düşüp ölen kelebek”
Fuzûlî, derd-i cânândan naçar gezerdi
Kaçoğlu da insanlardan kaçar gezerdi
Öyle ağır yaralandım ki
Gözlerimin
Gözlerimin yaşını kim silecek ?
Acılar ortasındayım
Yapayalnızım
Beni kim avutacak ?
Siyah şapkalı köylü, köyün çiçeklerine baktı
Anadolu’yu mırıldandı çiçekler
Ama karardı ortalık
Uzaklara kaçacağım
Kayıt Tarihi : 6.10.2016 20:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.