şadiye ablayla sinemaya gitmeyi düşlediğim zamanlardı;
ellerim paramparça
başparmak işte, işareti sorma işte
ne yanı göstersem bulut
nereye baksam, unut
çünkü umut daha çok seviyordu onu
dizkapağını gördü diye
çözüldüğünde diz bağı, tutasım geldi inan
olmayan trenlerini boşaltıp şehrin
kapatıp istasyonlarını
aynı yolduk biz umutla diyesim
hani cesaretlendirmek için keratayı
yalanımıza inandığımız an gibiydi, an
hırsın alabildiğine tokatladığı mevsimlerinde hayatın
değişiyorduk
dün paylaşamadığımız misket basitti artık
sivilce patlatmayı tartışıyorduk
iz bırakan, andı oysa
umutla çaktırmadan yarışıyorduk
sigarayı paketle alabiliyorduk artık
aşk filan değil anlayacağınız artıştaki mevzû
özgürleştikçe garipleşiyorduk
ne teklif edebilirdik ne de kabul görürdü
sadece
ne zaman lafı geçse
umutla gülümsüyorduk.....
abi olduğumuzda ki çekiciliğe
bilmiyorduk ki kızarken sivilceye
saçlarımızla vedalaşmayı!
Kayıt Tarihi : 26.1.2008 17:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
saygılar
mine özdemirtaş
'Oy bağlama bağlama zerdali dalı mısın
yanık yanık çalaysun da
benden sevdâlı mısın ?' derim benim filozoflara da anlarlar.(Anlayanı tabii....)
Bağlama noktasını harika belirlemişsin, ama kabaca ormancı gölgesi görmüş katırcı misali kaçıvermişsin.
Özetle, giriş- çıkış profesörü olmuşsun da gelişmede
fırın mı lâzım , ekmek mi...Sen bilirsin işte...
Bir de çok örtüyorsun , öyle de güzel örtüyorsun ki örtüye bakmaktan örtüleni bulamıyor insan.
Kızma...
Kardeşim 5-6 yaşlarında üşümesinler diye odunluktaki! kedi yavrularını odunlarla örtmüştü.Bunu hatırlatıyorsun son günlerde .
Haaa, tercihim , dersin. Saygı duyarım, derdim seni tanımasam.Şiirine ,daha fazlası yüreğine güvenmesem.Hayır , anlattıkların da bilinmeli hissettirdiklerinin yanında...
Dedim ya, sen bilirsin işte....
Şiirle ve ablaca...
Gülgün Çako
LâLEN MORa
TÜM YORUMLAR (3)