Meyveli ağacı taşlarlar
Düşen meyvesini hem tutarlar
Maşa varken elini ateşe sokmaya
Mercimeği yan yuvarlamazlar da
Şap ile şeker bir değil bilmez misin?
Ver yiyeyim ört yatayım
Bekle canım çıkmasın hesabıyla
Varılır mı a canım her kebap kokusuna?
Mart 2007
Uyumlanması Şartıyla....Asya ne yapacak İstersin?
Gönlüm mikrop kapıyor, mikrop hastalık yapar
Sözü senden/ senden sözü şaşırmış
Nesline bayrak mı dalgalanacak?
Duâ icadı mı soyuna içi boşluğa bu toslamışlık?
Azınlık sancısıymış. Bak hele ülkeyi kaça bölüyor....
Gözüme toz kaçıyor kaşıyacağım
Allah kulak vermiş tükürmeye mi yarar
Ana rahminde organ işte kulak ilk oluşan
Beyin öldükten sonra daha yaşayan...
‘Her tercih bir vazgeçiştir ne de olsa.
Her bir insan kocaman ayrı dünya.....’ (alıntı)
uyarmaya dünyanın kocamanlığıyla savımdır benim, yer altında maden, mineral, yer üstünde protein, vitamin, hava ile, beden gibi üçte ikisi su, öğrenmenin hayrı iç duyum...
bir tek beden = dünya
sağduyu gücü = doğa felaketi gücü
kimseden bilgimi esirgeyemem, bir günahtır bu...
Bu vatan çok şükür daha Türkiye Cumhuriyeti
Damarında asil kanıyla adil bir ülke varlığı...
İlkesi değişmezlik, reformu hissiyatıdır Atatürk’ünün
Utanmazlığı yüzüne astar biçtiğin arsızlık ile
Bir ülke milleti öyle pek zorlandırılmamalı
Ben yine söylemiş olayım dilimde biten bir tüy bu...
Bir varmış bir yokmuş masalında
Körler memleketine ısmarlamışlar
Kayzerin komşusu bir mal sahibiymiş
Şaşılar padişahını kös dinlemişler de
Ürümesini bilmeyen köpek sürüye
Kurt getirir üç nalla bir ata kanarak
Üstüme iyilik sağlık vakitsiz misafir
Keseden yer ya yiyemediğindendir de
Üstünkörülüğünüzden kendiniz sorumlusunuz!
Sağlığa zararlı olduğunu biliyor sigara içen de...
Ülke ilkelerime dokunanın, vicdanı zarar görebilir
Vatan sınırlarımı zorlayanın, nefsi tıkanabilir
Bir tek beden kainat toplamına eşittir
Bir Türk dünyaya bedel diye denilmedi mi yani...
Söze gümüş de desek, sükuta altın....
Vay demeyi diyemez olası... olmuş işte zaten...
Yeryüzünde sömürüden feryat, figanlar...
Akşam, renginin bulandığına şikayet ediyor...
Asya ne yapacak istersin?
Mart 2007
eğer iletişim içindeysem, düşünüyor olmayı biliyor ve geliştirebileceğim demektir bu: ben'liği tımar edip bir sosyal varlık olmak. Kolumuzun işini ciğerlerimiz de üstlenmiyor ki...
elbette alış-veriş yapılacaktır, bedenimiz de sürekli ticaret içinde... bazen bir organımız, bir yanımız hasta veya sakat olabiliyor elbette, tıp, terapi, protezler sürekli daha iyiye gelişiyor...bir iki hırsız, bir çok göz boyayıcılığa çoğalır, cemiyeti yaralayan kuklalık olur, bunlar da hekim, hakim yasağıyla, topluma belki bir kaçı tekrar kazandırılmaya, uzaklaştırılmalıdır da...hadi bakalım...bu zorunluluk sorumluluğunu tüm ülke (toplum) , bir başka ülkenin coğrafyası, iklimine burnunu sokmaya ölçülü davranacağını bilmektedir... zira, onlar da insan, onlar da cemiyet olarak yaşamayı öğrendiler...mi?
kimi ülkelerde kimi başarılardan kanıtlar olabilir, o aynı coğrafya, kültür, iklim, iş şartı vs. olgularıyla benzerliği olan ülkelerde, yörelerde -az veya çok değişikliğe uğrayacağı da hesaba katılarak, misyonluk? - uyumlanması şartıyla alınabilir...diyelim hadi...
ama kalkıpta, onlar şunu yaptı, biz mi geri kaldık yani, yaparız evvelallah aynısını demeye kalkışan bakan, başabakan haline kargalar bile gülmez....
Bu hep benzerlik bir tesadüf mü? Üzmeyin bu milleti!
''bana karşı sorumluluk diye kullandığın sözleri ne dinleyecek ne de kabulleneceğim! '' kararlılığıyla söylüyorsa halk, istifa etmek zorunluluktur... eskiden bir gizli aşk da yetiyordu, bir ahlaki görevdi diye! Üzmeyin bu milleti!
Sevinç KavukKayıt Tarihi : 20.3.2007 03:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tebrikler,teşekkürler.
Saygılarımla.
TÜM YORUMLAR (4)