Bağlarım üzüm doldu,
Bakmayınca çöl oldu.
Ey dünya ömrüm soldu,
Kazma kırık bel bükük.
Eli toprağa vurdum,
Zararlı otu yoldum.
Güneş vurdu ten soldu,
Kazma kırık bel bükük.
Taşları alıp attım,
Allah verdi ben sattım.
Kaseme çorba kattım,
Kazma kırık bel bükük.
Buday ektim büyüttüm,
Değirmende övüttüm.
Gölge veren söğüttüm,
Kazma kırık bel bükük.
Evlatlarım evlendi,
Sabır edip derledi,
Torunlarım eylendi,
Kazma kırık bel bükük.
Ellerim nasır tuttu,
Tozu toprağı yuttu.
Çok söz yedim dil sustu,
Kazma kırık bel bükük.
Evladım oldu hatsiz,
Diğer evlat nasipsiz.
Torunlarım şükürsüz,
Kazma kırık bel bükük.
Düştü yatağa beden,
Söyle ne gelir elden.
Evlatlarım yok neden,
Kazma kırık bel bükük.
Hanım olsa bakardı,
Ağza çorba tıkadı.
Elbisemi yıkardı,
Kazma kırık bel bükük.
Kul Zeki der ki şöyle,
Sen gördüğünü söyle.
Zamane nesil böyle,
Kazma kırık bel bükük.
ŞAİR YAZAR= ZEKİ GÜNAY
Zeki GünayKayıt Tarihi : 9.11.2020 16:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!