Ne günlere kaldık,
Rüşvetin adı bahşiş oldu.
Az olursa bahşiş,
Çok olursa rüşvet!
Evet..
Bunu nasıl ayarlayacaksın?
Gönlümüz kara, yüzümüz kara,
Duygumuz kara, ruhumuz kara,
Şefaat et ya resulallah bu kullara.
İnsanlar canavarlaştı, birbirini yiyorlar,
İslam’a durmadan hücum ediyorlar.
Sevgiler yok oldu, rahmet dağıldı,
Herkes sessiz,
Her yer sensiz,
Sesler boykot ediyor,
Böcekler isyanda...
Duygular nisyanda.
Araba gürültüleri kayıp,
Nadanın biri millete hakaret etmiş!
“Bütün suçlu bu millet,
Hala yanlış yapıyor” demiş!
İyi bak, iyi dinle be hey nadan,
Sen millet değil misin?
Yalvarıyorum!
İlahi, duy garibin bu feryadını,
Sana havale ettim masum yadını,
Yeryüzünde bırakma zalim adını,
Gece gündüz durmadan yalvarıyorum!
Yıkılmayız Biz!
Buram buram;
Tarih kokan illerimiz var!
Nakış nakış, desen desen
Kilim dokuyan ellerimiz var!
Adam, ne konuştuğunu bilmiyor,
Ak dedin mi, kara anlıyor,
Yalnız kendi konuşuyor,
Yalnız kendi dinliyor..
Şehitten haberi yok,
Gaziyi bilmez,
Bahar yağmur demek,
Bahar bereket,
Yağmur olmazsa,
Bereket ne demek?
Hava kararsa,
Sicim gibi yağmur yağsa,
Yalaklık!
Her yerde boy gösteriyorsun,
Sahi, ne yapmak istiyorsun?
Girmediğin delik yok,
Yalaklığın haddi çok!
Var mısınız?
Çocuklar, bebekler, masumlar ölüyor,
İnsanlar bir bir yok oluyor,
Gözü dönmüş hainler insanlığı bölüyor,
Bölücülüğü durdurmaya var mısınız?
ne güzel anlatmışsınız.....tebrikler.....teşekkürler......
Yürekli bir şair.
başarılar