En tatlı şarapları gözlerinden içerim,
Seninle başlar o an, en güzel sarhoşluğum,
Dokunamaz bir türlü sana kirli ellerim,
Geçivermez yanında ebedî mahmurluğum.
En güzel şiirleri gözlerine adarım,
Korkarım kirlenir beyaz topuklar,
Bahtımı yoluna seremem, hayır!
Bir kutsal ateştir o tomurcuklar,
Ellerim kavrulur, deremem hayır!
Gözünde güneşi kahreden ışık,
On bir ayın sultanısın
Müminlerin destanısın
Tüm meleklerin şanısın
Hoş geldin güzel Ramazan!
Biz yolunu bekler olduk
Haydi artık Konstantin’i fethedin arslanlar,
Allah Allah nidasıyla çağlayıp coşanlar,
Toprak yerine, ateşlere basıp koşanlar,
Bu yolda şehid oldu Ulubatlı Hasanlar.
Fatih’ti Konstantin’i alan büyük komutan,
Naçar kaldım gurbette,
Gel desem gelir misin?
Benim ile cennette,
Kal desem kalır mısın?
Sorma yârim hastayım,
Şu kemik torbası halinle
Altta kalıp ezildin, ağla
Ağlayabilir misin kardeş?
Yazdın kaderini elinle
Dostunun gelmesini sağla
“Emin adımlarla inandığın yolda ilerle,
Sakın dost olma, gururla, kibirle!”
(29.07.1992 Kırıkkale)
Âlimlere ilim gerek,
Zâlimlere zulüm gerek,
Canlılara ölüm gerek,
Kula iman gerek iman.
Çiftçilere rahmet gerek,
Fakülteye geldin geleli
Vermedin kimseye elli
Senin hocalığın bundan belli
Nerden aldın sen bu ilmi?
Eski Türk edebiyatı
Saat on ikide yola dizilirler,
Talebeler senden çok şey beklerler,
Vaktin çarçabuk geçmesi için
Sigaraları ardarda eklerler.
Bir tek gayeleri var, sınıf geçmek,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!